İşgalci ve soykırımcı İsrail

Siyonist İsraillilerin, Filistinlilere yönelik uyguladığı sistematik soykırım 75 yıldır devam ediyor. İnsanlık tarihinin en utanç verici katliamlarını yapan İsrailliler, son dokuz gün içinde insanlık suçlarına yenilerini eklediler. Emperyalist devletlerin desteğiyle, medya algı operasyonlarıyla hepimizin gözü önünde bir soykırım yapılıyor. 15 Ekim itibarıyla çoğunluğu kadın ve çocuklar olmak üzere 2 bin 329 kişi katledildi.

"Savaşın bile bir hukuku vardır" sözü İsrail için geçerli değil. Filistinlilerin topraklarının işgal edilmesinin uluslararası hukuka aykırı olması İsrail için geçerli değil. Soykırımın savaş suçu olması İsrail için geçerli değil. BM kararları, uluslararası hukuk, insanların tepkileri İsrail için geçerli değil. Devlet görünümlü bir işgalcinin, sistematik cinayetler işleyen bir örgütün bitmek bilmeyen acımasızlığını uzun yıllardır insanlık seyrediyor.

Filistinli olarak düşünelim. Topraklarınız işgal ediliyor. Evlerinize el koyuyorlar. Evlerinizi yıkıyorlar. Müslümanlar için en kutsal mekanlardan biri olan Mescid-i Aksa'ya girmeniz yasaklanıyor. Hatta Yahudiler, Mescid-i Aksa'yı basıyorlar. Keyfi olarak sizi tutuklayıp uzun yıllar zindana atıyorlar. Üstünüze bomba yağdırıyorlar. Sahilde gezen çocukları öldürüyorlar. Okula giden çocuklarınızın üstünü arıyorlar. Sokak ortasında genç kızları, kadınları, çocukları öldürüyorlar. Tüm bunları dünyanın gözü önünde yapmaya devam ediyorlar.

Al-i İmran suresi, 173. ayetinin tefsirinde ayetin nüzul sebebi şöyle anlatılır: Kureyş ordusu kumandanı Ebû Süfyan, Müslümanların üzerine saldırıp onları imha etmek için plan hazırlıyor. Müslümanların kalabalık bir kuvvet halinde olduklarını haber alınca, planından vazgeçiyor. Bu esnada oradan geçmekte olan bir kervanın adamlarına, "Muhammed'e rastlarsanız ona, kendilerini toptan yok edeceğimizi söyleyiniz" diyerek psikolojik savaş yöntemiyle Müslümanları korkutmak istiyor. Bu söz Hz. Peygamber'le birlikte Müslümanlara ulaştığında onlar, "Hasbünallahü ve ni'me'l-vekîl" (Allah bize yeter, O ne güzel vekildir) diyorlar. İşte bu olay üzerine şu ayet nüzul oluyor: "Birtakım insanlar onlara, 'İnsanlar size karşı asker toplamışlar, onlardan korkun' dediler de bu, onların imanlarını artırdı ve 'Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!' diye cevap verdiler." Amerika'nın savaş gemileri, uçakları, işgalci İsrail'in savaş suçu sayılan tüm bombaları ile gelseler de Allah mazlumların yanındadır.

Dünyada savaşlar sadece silah teknolojileriyle kazanılmıyor. Medyanın da algı oluşturmada önemli bir araç olarak kullanıldığını biliyoruz. Uluslararası medyada Siyonist Yahudilerin yumuşak gücü, herkesin malumu. İsrail'in yıllardır süren işgal ve soykırımının en büyük destekçisi medya kuruluşları. İsrail'in bu son katliamlarına da uluslararası medya kuruluşlarının büyük destek verdiği görüldü. Yalan olduğu için sonradan özür dileseler de başı kesilen İsrailli bebekler haberi, katledilen Filistinli çocukları sanki İsrailli çocuklarmış gibi manşet yapan gazeteler, kurgu olarak hazırlanan videolar... Bu algı operasyonlarını sözde tarafsız ve bağımsız uluslararası medya kuruluşları yaptı. Amaçları İsrail'in yaptığı soykırımı meşrulaştırmak.