Batı'nın soykırımlara yönelik tutumları

İnsan haklarının dünyadaki gelişim süreci anlatılırken bütün kültürlerde bir fikri temeli olduğundan, ancak uluslararası korumaya kavuşmasının Birleşmiş Milletler'in (BM) kuruluşundan sonra mümkün olduğundan bahsedilir. Filistin'de 28 gündür yaşanan soykırım bu bilginin doğruluğunun sorgulanması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak bu yaşananlar sorgulama gerektiren ilk vukuatı da değil Batı'nın...

Biz insan hakları mefhumunun varlığını Bosna'da da sorgulamıştık. Tecavüzün sistematik bir soykırım yöntemi olarak kullanıldığı savaş olarak tarihe geçti Bosna Savaşı. BM güçlerinin gözü önünde Srebrenitsa'da soykırım yaşandı. Bosnalı Müslümanlar bugün Gazze'de olduğu gibi abluka altında yıllar geçirdi ve sözde yardım diye zehirli konserveler atıldı uçaklardan. İnsan hakları savunucusu! Batı, Bosna'da yaşananları önce seyretti, sonra da soykırıma ağız dolusu soykırım bile diyemedi.

Bununla bitmedi sorgulamamız. Irak'ta yine insanlığımızdan utandığımız şeylerin yaşandığına tanıklık ettik maalesef. Önce Irak askerlerinin bir hastaneyi basarak kuvözlerdeki bebekleri bile öldürdükleri yalanı ortaya atıldı. Sözde Irak'taki bebeklere özgür ve güvenli bir gelecek vermek iddiasıyla çocuklar ya öldürüldü, ya yaralandı ya da sahipsiz bırakılıp terör örgütlerinin eline terk edildi. Kurulan Guantanamo Hapishanesi'yle bütün dünyaya da göstere göstere insanlıktan nasıl çıkılacağının dersini verdi ABD. Hala var olan hapishanede yargı karşısına bile çıkarılmamış Müslümanlar ağır işkencelere maruz bırakılıyor. Batı'dan bir itiraz var mı Tabii ki hayır...

Bitmedi vukuatlar... ABD'nin Ortadoğu'da döktüğü kanların ikinci adresi Suriye oldu. Etnik kökenleri yok sayan, siyasi tarihi kendine göre yeniden düzenleyerek çıkarlarına uygun şekilde yazmaya çalışan Batı yine çocukların kanını eline bulaştırdı... İnsanlığın bombalar altında kalarak yok olduğu, milyonlarca masum insanın evlerinden edildiği, sayılamayacak kadar savaş suçu işlenen sürecin sonunda ABD bedel ödedi mi Tabii ki hayır...

Bütün bu yaşananlardan sonra ABD'nin Ortadoğu'daki maşası olan İsrail tarafından kıyım sürdürülüyor. 75 yıldır dozu hep artırılarak devam eden zulmün en üst seviyeye çıktığı saldırılar 7 Ekim'den beri aralıksız devam ediyor. Çocuklar sadece bombalarla değil, açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan ölüyor. Savaş hukukunun koruduğu yegane alan olan hastaneler yerle bir ediliyor. Öncekilerden farklı olarak Batı bu defa sessizliğini bozdu. Soykırımı açıkça destekliyor. İsrail'e destek ziyaretleri için devlet başkanları sıraya girmiş durumda. Daha fazla insanın nasıl öldürülebileceğini öğretmesi için bölgeye komutanlar gönderiliyor. Bu da yetmiyor, gemiler, silahlar, savunma sistemleri bölgeye gönderiliyor. Yapılan soykırımı dünya kamuoyuna göstermemek için her yolu deneyen medya kartelleri bununla da yetinmeyerek meşrulaştırmak için senaryolar üretiyor.