Çılgınlar kulübü işbaşında

Gazze savaşı başladığında, İsrâil'in vahşeti bir tarafa, herkes bunun yayılma potansiyeli üzerinde durmaya başladı. Topun ağzında olan Lübnan ve orada dikkat çekici savaş donanımı ile Hizbullah idi. Eğer onlar devreye girerse, Sûriye ve Irak'da mevzilenmiş olan İran'a müzâhir, Kudüs Tugayları, Haşdi Şâbi gibi diğer unsurların; nihâyet İran'ın da savaşa dâhil olması kaçınılmaz olacaktı. Bu da, Ortadoğu olarak isimlendirilen bir coğrafyanın, kelimenin tekmil mânâlarıyla tutuşması demekti. (İşin ucunun Türkiye'yi de tutmasının kaçınılmaz olduğunu daha evvel yazdım). Bahsi geçen bu ihtimâl hâlâ vârit. Tehlike büyüyor. İsrâil'in Birleşik Krallık üzerinden Hizbullah'a ilettiği mesaj bunu gösteriyor. İsrâil, Hizbullah'ın Güney Lübnan'daki hatlarından geri çekilmesini ve Kuzey İsrâil'de yerleşimcilerin emniyetinin sağlanmasını istiyor. Değilse, Hizbullah'ı vuracağını; yâni savaşı büyüteceğini alenen ilân ediyor. Demek ki, İsrâil'in çılgınlığının hâricinde kalacağını, Gazze savaşına müdâhil olmayacağını söylemek ne Hizbullah'ı ne de İran'ı kurtarmaya yetiyor.Muhtemelen, yukarıdaki gelişmelerin farkında olan İran bir ileri hamle yaparak, açlıkla boğuşan lâkin balistik füzelerle teçhiz ettiği Yemen ve Hûsîleri devreye soktu. Hûsîler İsrâil'e savaş açtıklarını duyurdu. Hemen hepsi havada tesirsiz hâle getirilmiş olsa da çok sayıdaki balistik füzeyi İsrâil'e fırlattı. İran'ın İsrâil ataklarını kendisinden uzak tutmak arzusunun bir işâreti olarak en azından sembolik olarak mühimdi. Hûsîler bununla da kalmadı; Kızıldeniz'i kullanmak isteyen İsrâil gemilerini; en son olarak da bandırası ne olursa olsun İsrâil'e mal taşıyan her gemiyi hedefine oturttu. Bunun üzerine ABD'nin riyâsetinde 10 Devletli Koalisyon devreye girerek Kızıldeniz'i savaş bölgesi ilân etmeye mâtuf çıkışını yaptı. (Girişi tutan Sukatro ve Mesire adalarında konuşlanmış olan iki büyük güçten birisinin İsrâil ve onun işbirlikçisi olan BAE olduğunu gözden kaçırmamak icap eder. Bu da meselenin Gazze savaşı ile olan bağlantısını ortaya koymaya yeter). Hûsîler devâm edecek olursa, Çin'in teşebbüsleri neticesinde sağlanan ve yakın zamanlarda başlamış olan Suudî Arabistan ve BAE ile İran arasındaki ılımlılaşma siyâsetinin istikbâli de tehlikeye girmiş olabilir. Bu gerilimlerin tetikleyici tesirleri hesâba katılacak olursa muhtemelen, bu kapanmaya yakın bir zamanda Hürmüz Boğazı da katılacaktır. Kapanma anahtar bir kelime. Şimdi, moda tâbirle büyük resme bir bakalım. Kuzeyden başlamak en doğrusu. Baltık yüksek gerilimli bir alan. Finlandiya, Rusya ile olan tekmil kapıları kapattı. Avrupa ile Rusya'yı bağlayan enerji hattı Kuzey Akım hattı şâibeli bir sabotaj ile yok edildi. Ukrayna-Rusya savaşının başlamasının arkasından Türkiye, Montreaux'yü işleterek, son derecede doğru bir kararla Boğazları savaş gemilerine kapattı. Bununla da kalmadı; Karadeniz'den işleyen Tahıl Koridoru olarak da bilinen tedârik zinciri koptu. Kızıldeniz'in savaş bölgesine dönüşmesi manzarayı tamamlıyor. Hülâseten ifâde edecek olursak, Baltık'tan aşağıya doğru, ucu Kızıldeniz'i tutan kapanmalı bir kriz hattı tamamlanmış görünüyor. Pandemi insanlığa kapanmayı tâlim ettirdi. Bu sağlık tehdidi altında kurgulandı. Şimdilerde ise jeopolitik, jeostratejik kapanmalar devrini idrâk ediyoruz. Hepsi de en başta küresel ekonomiyi vuran gelişmeler. Zâten kriz üzerine kriz yaşayan küresel ekonomi bu kapanmalarla daha da berbat bir hâle geliyor. Pandemi üretim ve tedârik zincirlerini kırdı. (Çin 2008'in aksine bu defa toparlanamadı). Kuzey Akımı'nın tahribâtı enerji fiyatlarını tırmandırdı. Karadeniz'de yaşanan tahıl koridoru krizi düşünüldüğünde, 2024'de gıdânın daha pahalı hâle geleceğini kestirmek zor olmasa gerekir. Şimdi de sâdece enerji değil her nev'i malın taşındığı bir ticâret hattı tehlikeli ve sonunun ne olacağını kestiremeyeceğimiz bir belirsizliğe sürükleniyor. Bunun izahını yapmak çok zor. Sanki bir el, son senelerde bizatihî daralan dünyâ kapitalizmini daha da nasıl daraltabiliriz kabilinden iş tutuyor. Ne kadar dar ve bir o kadar da hayâtî ehemmiyeti hâiz boğaz varsa, bizim boğazlardan aşağılarda, Yemen Denizi ile Kızıldeniz'e bağlayan dar bir boğaza kadar, o el çullanmış vaziyette. Türkçe bir tâbirin çok çarpıcı bir