İbadetlerde vekâlet durumu

Bedriye Efe: "Anne ve babası vefat eden, onlar için sadâka ve hayır yapabilir mi Bir muhatabım var, olmaz diyor. Sadece anne baba için umre ve Kur'ân okuyabilirsin, hac bile yapamazsın, hayrını sadâkanı sağlığında yap, yoksa evlâdın yaptığı hayır kendisi için geçerlidir diyor. Doğrusu nedir"Bedenî İbadetlerde Vekâlet Namaz ve oruç gibi bedenle yapılan ibadetler için vekâlet yoktur. Kişi kendisi sağlığında yapabildiği kadar yapar. Yapmaya güç yetiremediği yerde, yapamamaktan dolayı Allah'ın rahmetine sığınır, Allah'ın rahmeti ve mağfiret inşallah o kişiye yeter. Oruç ibadetini tutmaya güç yetiremeyenler, tutamadıkları her bir gün yerine fidye öderler. Sağlığında fidye ödemeye zaman bulamayanlar, fidye ödenmesini vasiyet edebilirler. Vasiyet etmeden ölen kimsenin varisleri, dilerlerse ve malî güçleri yerindeyse, babalarının veya annelerinin ödenmemiş fidyelerini babalarının ve annelerinin borcu olsa ödedikleri gibi- ödeyebilirler. Namaz için fidye yoktur. Namaz borcu ya bizzat kılınarak ya da Allah'ın affıyla inşallah kapanır. Bu sebeple namaz için yattığı yerden ima ile kılmaya kadar, abdest için su kullanamayacaksa temiz toprakla veya taşla teyemmüme kadar hafifletme yoluna gidilmiştir. Hem Bedenî, Hem Malî İbadetlerde Vekâlet Hac, umre, kurban, zekât, sadâka, adak, fidye, fitre gibi hem bedenle, hem mal ile veya sadece mal ile yapılan ibadetlerde, her ikisinde de vekâlet geçerlidir. Bu durumda yine ibadet sahibinin kendi evlâdından birini veya güvendiği başka birini kendi yerine, bu ibadetleri yapmak üzere, vekil tayin etmesi ve bedelini de vermesi lâzımdır. Vekil tayin etmediği ve bedelini vermediği zaman, başka birisinin bu ibadetleri onun yerine yapması meşrû olmaz. Ancak yapar ve sevabını bağışlarsa, sevabı inşallah gider. Çünkü mü'minin mü'mine bizahrilgayb (gaybî de olsa) duâsı meşrûdur ve inşallah makbuldür. 1 Kişinin kendi babasının veya annesinin, sağ iken yapamadığı malî ibadetlerini babası veya annesi yerine ve onlara vekâleten yapıp yapamayacağı hususuna gelince... Vasiyet etmişlerse ve söz konusu ibadetlerin yapılması için para da bırakmışlarsa, evlâtları bu vasiyetleri aynen yerine getirirler. Bu durumda evlâtları için bu vasiyeti yerine getirmek vacip olur. Vasiyet etmemişlerse, evlâtları dilerse ve malî imkânları da varsa, ya da yeteri kadar miras kalmışsa, vasiyet etmiş gibi kabul ederek, onların bir kula borçlarını