Allah'a dönüş ne demektir

Mevlid Gül: "İşaratü'l-İ'caz'da, "Dünyadaki vücud, vasıtasız, dest-i kudretten çıkar. Dünyada terkib, tahlil, tasarruf, tahavvül ile karışık beka mes'elesi sâbıkan zikredilen hikmet üzerine esbab, vesait, ilel, mes'eleye müdahale edip araya girerler." 1 cümleleri arasında tezat gözüküyor. Bu cümleleri açar mısınız"Yolun Sonu Allah'a Dönüştür İşaratü'l-İ'caz'da geçen bu cümleler, "Ne suretle Allah'ı inkâr ediyorsunuz Hâlbuki sizin hayatınız yoktu, O size hayatı verdi. Sonra sizi öldürecektir. Sonra yine hayat verecektir. Sonra O'na rücu edip gideceksiniz." 2 Âyetinin tefsirinde geçiyor. Soruda: "Allah'a rücu etmek, Allah'tan gelmeyi iktiza eder. Bunun için bir kısım insanlar, Allah ile insan arasında ittisali tevehhüm etmişlerdir ve bazı sofiler de şüpheye düşmüşlerdir." denmiş ve açıklama istenmiştir. Öyle ki, Kur'ân'da Allah'a dönüşü çeşitli kelime kalıplarıyla haber veren çok âyet vardır. Burada "ve ileyhi türce'ûn" kalıbıyla haber verilen bu kutsal dönüş, kimi âyetlerde şöyle de geçer: "Ve ennehüm ileyhi râci'ûn" (Muhakkak O'na dönecekler) 3, "Ve ileyke'l-masîr" (Dönüş Sana'dır) 4, "Ve ila'llahi'l-masîr" (Dönüş Allah'adır) 5 "İlallahi merciukum cemîa" (Hepiniz Allah'a döneceksiniz) 6, "İnnâ ilâ rabbinâ münkalibûn" (Biz Rabbimize döneceğiz) 7, "İleyhi merciukum cemîa" (Hepinizin dönüşü O'nadır) 8, "Küllün ileynâ râciûn" (Hepiniz Bize döneceksiniz) 9 Bu kutsî haberi işleyen daha çok âyet vardır. Vasıtalar Sadece Perdedirler Allah'tan gelmek ve Allah'a dönmek, bazılarının zannettiği gibi bir ittisal halini ifade etmiyor. Yani insan Allah'a bitişik idi, sonra yine Allah ile bitişmeye gidecektir demek yanlıştır. İnsan Allah'ın parçası değil, Allah'ın kuludur. Allah insanı yaratmıştır. Bediüzzaman Hazretleri "Allaha dönüş" mefhumunu açıklarken, insanın hem dünyada, hem ahirette Allah'ın bir cüz'ü olduğuna değil; müstakil vücud ve bekasının olduğuna ve Allah'ın yarattığı mahlûku bulunduğuna vurgu yapar. İnsanın dünyadaki vücudunun da vasıtasız şekilde kudret elinden çıktığına işaret eder. Bu cümledeki "vasıtasızlık", görünen vasıtaların ve esbabın zahiri olduğuna, hiçbir yaptırım gücü, kudreti ve iradesi olmadığına, insanın doğrudan Allah'ın iradesinin ve kudretinin eseri olduğuna işarettir. Bu mana muhtelif risalelerde, "İzzet ve azamet ister ki, esbâb perdedâr-ı dest-i kudret ola aklın nazarında; tevhid ve celâl ister ki, esbâb ellerini çeksinler tesir-i hakikiden." 10 vecizesiyle de pekiştirilmiştir. Yani sebepler ve vasıtalar sadece perdedirler. Allah'ın izzet ve azameti sebeplere ve vasıtalara perde olmaktan başka bir makam vermiyor. "Çünkü iş gören