Kur'ân üzerinde tutmayan çamurlar

Oğuz Yiğiter: "Nahl Suresi 103. Ayetini okurken; "Ona bu Kur'an'ı bir beşer öğretiyor" dediklerini Biz biliyoruz. Halbuki Kur'an'ı yakıştırdıkları kimselerin dili yabancıdır, bu Kur'an'ın lisanı ise ap açık Arapçadır" denilmektedir. Ayetin esbab-ı nüzulünde nasıl bir detay var merak ettim. Açıklar mısınız

Çamur At, İzi Kalsın!

Âyet Mekke'de nazil olmuştur. Peygamber Efendimiz'in görevine başladığı aşağı yukarı ilk yıllardan bahsediyor. Resulullah Efendimiz (asm) o dönemde hemen her dinden insana selam verir, yanında oturur, onunla konuşur, tebliğ ederdi. Mekke'li müşriklerse çamur atmak için adeta çırpınırlardı. Nerede çamur atacak bir konum olsa hemen ardından çamur gelirdi.

Kur'ân-ı Kerim ayetleri gelmeye başlayınca, bu ayetlerin, aralarında yetişmiş bir insanın dimağından nasıl geldiği konusunda şaşırıp kalmışlardı. Sihir dediler, deli dediler, kendisi yazıyor dediler. Başkaları ona öğretiyor dediler. Her şeyi söylediler. Fakat hemen hiçbirisi tutmadı.

Bunlardan sadece sihir izafe etmeleri bedevî Arapları bir parça kandırdı. Ama o da geçici oldu. Az sonra sihir olmadığını anladılar. Bunlardan iman edenler çoktur.

Anam Yasımı Tutsun!

Bunlardan birisi Şair Tufeyl bin Amr'dır. Peygamberliğin ilk yıllarından birinde Mekke'ye geldi. Etrafını müşrikler hemen sardılar. Ve, Mekke'de peygamberlik iddia eden birisinin olduğunu, düpedüz yalancı olduğunu, sihir yaptığını... vs söyleyerek şairin kafasını doldurdular. Kulaklarına pamuk tıkadılar.

Şair Tufeyl Kâbe'ye gelince orada bir köşede Hz. Peygamberin (asm) namaz kıldığını gördü. Hz. Peygamberin okuduğu ayetleri işitti. Kendi kendine: "Anam yasımı tutsun! Ben şair ve akıllı bir adamım. Her söze kanacak adam değilim. Şu güzel sözleri dinlememe engel nedir Eğer kötü şeylerse zaten kabul etmem!" dedi. Kulaklarından pamuğu çıkardı. Ve okunan ayetleri dinledi

Tufeyl dinledikçe, bu benzeri görülmemiş sözlerden etkilendi, yaklaştı. Hz. Peygamber'e (asm) sorular sordu ve daha oracıkta Müslüman oldu.1

Tutmayan Çamurlar

Husayn bin Ubeydullah anlatıyor: "Benim, Temr halkından birinin adı Yesâr, diğerininki Hayr olan iki Hristiyan kölem vardı. Bunlar, kendi dillerindeki kitapları okurlardı. Resulullah da onlara uğrar ve okuyuşlarını dinlerdi. Müşrikler Resulullah (asm) için: "O ikisinden öğreniyor." derlerdi. İşte bunun üzerine Allah Tealâ bu âyeti indirdi.2