Şükrü Bulut

Yeni Asya

Emmanuel Macron veya Fransa'nın bağımsızlık savaşı...

İlgimizi çekmeyen bazı konuların bizimle ilgili olduğunun farkına gecikmeli varırız. Dünyamızın medeniyet harikalarıyla küçülmesi, alakamızın dışında kalan bazı meselelerin sarmalında olduğumuzu da hissettiriyor.Düne kadar kıta devletlerini sömürgeleştiren Fransa'nın, bağımsızlık mücadelesinde olduğunu iddia etmemiz, ilk anda garip gelebilir. Fakat

12 Eylül partilerini (ANAP ile AKP) millet iradesiyle seçmedi...

Bir ülkede hâkim güç muhalefetini de oluşturuyorsa, o ülkede demokrasi yoktur denilir. Çünkü muhalefet hürriyet ve demokrasinin "olmazsa olmaz" şartıdır. 12 Eylül ihtilâlinden başlayarak günümüze kadar yapacağımız dikkatli bir tahkik, Türkiye'mizde muhalefet şartlarına asla müsaade edilmediğini gösterecektir.Elbette unutturulmaya çalışılan uzun bir

Moğol fitnesinden komünist fitnesine...

Tarih tekerrür eder. Tıpkı mevsimler gibi.Üstadımızın tabiriyle zaman, "bir hatt-ı üstakim üzerinde"; başlangıcı ile devamı birbirinden uzaklaşıp giden bir şerit değil. Tıpkı dünyamızın Mevlevi'ce dönüp mevsimlere uğradığı gibi, zaman da, dünyamızın bu dairesine dahildir. Belli vakitlerde, benzer meyveleri vererek akıp gidiyor. Bediüzzamanın eserle

Akp'nin Kemalist sempatizanlığı ve Moğol sevgisi...

Önceleri böyle değillerdi. Ümmetçi geçinirlerdiMilliyetçiliği dinsizlik anlıyorlardı. Üniversite yurtlarında ölümüne köşe kapmaca oynarlarken milliyetçilere "kafatasçı" diyorlardı. Türkçüler de onları "yeşil komünistlikle" suçlarlardı... Çok gariptir ki, Fatih Camiinin avlusunda birbirilerine kurşun sıkan bu karşı fikirleri; 12 Eylül'ün Neoliberal