Boğazdan yakalanmak

Ah ne yazık:Tartışmamız gerekenelzem konularıülke gündemine getirmekte zorlanıyoruz.Örneğin:Gıda ürünleribir memleketin stratejik önceliğidir. Bu sebeple:Devletler,üretimi ve verimliliğiartırmaya çabalar.Devletler, tohum-gübre-mazot gibitarımsal girdidesteği verir.Devletler, üreticilere taban fiyat uygulamaları yapar.Devletler, dış rekabete karşı üreticisini korur.Devletler, ihracat sübvansiyonları gibi destekle tarım sektörünü finanse eder.Devletler, tarımsal teknolojininyaygınlaşmasıiçin çalışmalar yapar.Turgut Özalneoliberalizm dönemine kadarTürkiye aşağı yukarı bu politikaları uyguladı. Özal ile tarımsal üretimimiz; Dünya Ticaret Örgütü, IMF, DünyaBankası ve Avrupa Birliği "yapısal uyum politikaları" projesiyle tamamen dış dinamiklerin etkisinemaruz bırakıldı. Dediler ki:- Tarım sektörünün bütçeüzerindeyarattığı-krediler ve sübvansiyonlar gibi- baskıdan kurtulun...- Tarım sektöründeki devlete ait olan işletmeleri özelleştirin...- Tarım ürünlerinin işlenmesi ve pazarlanması faaliyetlerindeki devlet müdahalelerini kaldırın...- Doğrudan Gelir Desteği sistemine geçin; ürünün fiyatından ya da üretilen ürüne bağlı olmadan alana göre para verelim. Yani, "köylü üretmeyi bıraksın" dediler!Sonuç itibariyle, "tarımsal ürünlerde bize bağlı olun" dediler. Kabul ettik...Sadece biz değil:1980'lerdenitibaren,dünyadaküreselleşmeveneoliberalpolitikalarınegemenolmasıyla,azgelişmişülkelerdeki tarımsalüretimin çöküşü ve köylülüğün tasfiyesi mülteci sorununa dönüştü.İKİ SİNSİ TUZAKTarım politikalarımız neden iç dinamiklerden çok, dış dinamiklerin etkisinde gerçekleşti bunu bir örnekle açıklayayım:Batı toplumlarında bir ton buğday üretmek için sanayi devrimi öncesi gerekli olan 1200-1800 çalışmasaati, 1990'lı yıllarda ABD'de iki saate düştü! Keza, bir hektar topraktan elde edilen buğday miktarı da 600-700 kilodan 6-7 tona çıktı.Peki, ABD üretim fazlalığını ne yapacaktı Türkiye gibi ülkelere sattı! Kuşkusuz bunun için bu ülkelerin tarımsal üretimini durdurması gerekiyordu! Öyle de oldu.Afrika, Asya ve Latin Amerika'daki ülkelerin çoğu, 1970 başına kadar kendilerine yeterli tarımsal üretime sahipken, 1980'lerde ABD buğdayının yüzde 78'ini ithal eder duruma getirildi...ABD'ninihracatayönelikekimalanları1940'ta toplam ekim alanınınyüzde 2'siyken, 1980'lerde bu yüzde 39'a ulaştı.Benzerini AB de yaptı.Türkiye'nin gümrük duvarlarıneden yıkıldı sanıyorsunuz 1970'lerin başlarındaküresel şirketlerin sayısı yaklaşık7 bindi, 1990'ların sonunda44 bineulaştı! Küresel sermaye büyürken ulusal pazarlar yıkıldı...TarihçiEric Hobsbawmbunu 20. yüzyılın en dramatik olayıolarak ifade etti:Köylülüğün ölümü...Sadece köylülük bitmedi, ülkeler ithalat yapmaları için boğazına kadarborç batağına sokuldu. Örneğin o dönem IMF aracılığı 1983-89 arasında az gelişmiş ülkelere net 242 milyar dolar borç transferi yapıldı. Bu ülkelerin borçları