Mimarlık Üzerine III

İlk kez 1580 yılında iki cilt halinde yayınladığı "Denemeler"inin "Kendimizi Anlatmak" isimli bölümünde Montaigne; "... Benim mesleğim, sanatım yaşamaktır. Bana hayatımı duyduğum, gördüğüm ve yaşadığım gibi anlatmamı yasak edenler, mimara da desinler ki, sen binaları kendine göre değil başkasına göre, kendi bilginle değil başkasının bilgisiyle inşa edeceksin..." demekte.Montaigne'nin, bir örnek olarak gösterdiği ve imkânsız gibi gördüğü; "Mimara ne yapacağını tarif edin bakalım" sözleri, üzerinden dört yüz yılı aşkın bir zaman sonra ne yazık ki ülkemizde gerçek olur. Dört yüz yıl önce önerilmesinin mümkün olmadığı düşünülen, "Mimara nasıl yapı yapacağını tarif etme" düşüncesinin, geçen zaman içinde gelişip tartışılmaz hale geleceği ihtimali bazı aklı evveller sayesinde gerçeğe dönüşür ve nerede ise tüm ülke birbirinden farksız, kimliksiz, yapılarla dolar.Mimarın niteliğiVitruvius günümüzden yaklaşık iki bin yılı aşkın süre önce; "... Mimarın eğitimli sayılması için, tasarımda kuvvetli, geometriyi iyi bilen, geniş çaplı tarih bilgisine sahip, felsefecileri dikkatle dinlemiş olması, müzik bilen, hekimlikle tanışıklığı olan, hukukçuların dilinden anlayan, astronomi ve göğün mantığını iyi kavramış..." olması gerektiğini söyler. Günümüzde mimarlık eğitimi alan gençleri bir yana bırakın, acaba mimarlık eğitimi veren kaç kişi bu niteliklere sahiptirBir mimarın sahip olması gereken nitelikler bunlar ise mimara akıl öğretecek ona yapıları nasıl yapması gerektiği konusunda bilgi aktaracak kişinin niteliklerinin neler olması gerektiğini ise sizlerin takdirine bırakmak isterim.Ne yazık ki çoğunlukla mimara akıl öğretmeye kalkışan kişi bırakın mimari konusunda bilgi sahibi olmayı, Vitruvius'un bahsettiği pek çok bilim konusunda da fikir sahibi değildir. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan bunca kişinin yön vermeye çalıştığı mimari elbette günümüzdekinden farklı olmaz ve de olamaz.Şikâyet etme, çözüm öner!Hemen her zaman şikâyet etmek yerine, olayları gündeme getirip kendimce çözüm önerileri geliştirmeye çalışırım. Gerek mimari gerekse onun daha da ötesinde bilgi birikimi gerektiren restorasyon konusunda da yıllardır önerilerde bulunurum. Tüm dünyadan özellikle de gelişmiş ve kültürel açıdan fark yaratan ülkelerden örnekler vererek neler yapılması gerektiğini söylemeye çalışırım ama ne yazık ki ben söyler, ben dinlerim. Yıllardır ileriye doğru bir adım atılamadığı gibi önceki yıllara nazaran daha da geriye doğru gittiğimiz gerçeği ile karşı karşıya kalmaktayım, kalmaktayız.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6806860;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6806860;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarsinan-genimmimarlik-uzerine-iii-6806860' });Her tür yapı, içinde yaşayan insanların ihtiyaç duyduğu mekânları hayata geçirmek için yapılır ve yapılmalıdır. İnsanın günlük yaşantısı bir yana, gelecek beklentilerine cevap vermeyen, veremeyen bir yapı yapmak ziyan, ülkemizin kısıtlı sermayesini boş yere çarçur etmekten öteye gitmeyen bir hovardalıktır.Mimari değil, resim yapılıyor!Ülkemiz genelinde çağın mimari anlayışına uygun çok az sayıda yapı inşa edilmiş ve de edilmektedir. Çoğu mal sahibinin anlayışı bir an önce, verilen haktan biraz daha büyük (isterse bir metrekare olsun) yapı yapmak için mimar veya iş takipçisi bulmaktır. Son zamanlarda bilgisayar teknolojisinin de devreye girmesiyle yapıların planlarından, işlevselliğinden daha çok en güzel açılardan iç ve dış görünüşleri takdim edilir oldu.Mimarinin pek bir önemi yok gibi! Çoğu zaman bana gösterilen renkli, albenisi olan görsellerin yanı sıra yapının projelerini görmek istediğimde, çoğunlukla önüme doğru dürüst etüt edilmemiş bir plan-kesit konuluyor. Bir daireye üç oda sıkıştırmak için yapılan hokkabazlıkları gördükçe üzülüyorum. Bazı projelerde yapı boyunca uzanan ve hiçbir zaman ulaşım dışında kullanılmayacak olan koridorların alanı, kat alanının yüzde yirmisine kadar ulaşmakta. Daha komplike