Bazı yapılar bize bir hikâye anlatır

Bu yapının cephesinde yer alan boruların her birinin bir insan olduğunu hayal edin. Siyah veya beyaza boyanmış bu boruların yukarıdan aşağıya kadar dümdüz indiğini düşünün. Bakınca ne görürüz Asker nizamı dizilmiş, hikâyesi olmayan renksiz ve ruhsuz bir görüntü Halbuki onların dalgalanmalarını, kendilerini özgürce ifade etmelerini sağladığımızda ortaya bir hareket, alışılmışın dışında bir görüntü çıkar. Daha ötesi eğer onları renklendirir ve kendilerini daha fazla ifade etmelerini sağlarsak,"Burada bir hikâye var!" diye düşünürüz2012 yılı başlarında Antalya Sanayi ve Ticaret Odası (ATSO) Başkanı Osman Çetin Budak ile bir toplantı esnasında tanıştık. Antalya'da bir "Kültür Sanat Merkezi" kurmak istiyorlardı. Şehrin merkez bölgesinde yer alan eski binaları 2008 yılından beri boştu ve kültür sanat fonksiyonu verilecek şekilde yeniden inşa etmeyi düşünüyorlardı. İnan Kıraç, Osman Çetin Budak, Davut Çetin ve ben, bir akşam yemeğinde buluştuk. İnan Bey, eğer bu tür bir girişimde bulunurlarsa, Antalya için çok büyük bir atılım olacağını ve kendisinin her tür desteği vereceğini ifade etti. Ben de harfiyen uyacaklarınınsözünü verirlerse mimari projeyi Antalya'ya armağan olarak yapacağımı söyledim. Statik, elektrik, tesisat ve dekorasyon gibi ek projelerin maliyetini ise İnan Kıraç üstlendi.Farklı bir şey yapmakAntalya merkezdeki, her üç yanından bitişik parselin imar durumu H22,50 metre olarak belirlenmişti, yani yedi kat yapmamıza imkân veriyordu. Ancak yedi kat yaparsak kat yükseklikleri bir sergi salonu için çok alçak olacaktı. Bu nedenle H22,50 metre yüksekliğine bağlı kalmak şartıyla yeni yapıyı yedi kat yerine beş kat olarak projelendirdik. Siz, siz olun alışılmışın dışında bir şey yapmaya çalışırken çok dikkat edin, çünkü bitmez tükenmez bir bürokrasiyle karşı karşıya kalıyor ve ananızdan emdiğiniz süt bir kere değil, birkaç kez burnunuzdan getiriliyor. Bu projenin onayı için kaç kez Antalya'ya gittim, kaç kere ilgililerle konuştum, Belediye Başkanları'nın kapısında bekledim, hiç sormayın!var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6844792;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6844792;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarsinan-genimbazi-yapilar-bize-bir-hikaye-anlatir-6844792' });Büyük uğraşlar sonrası proje bizim önerdiğimiz şekilde onaylandı ve 20 Şubat 2014 günü, vali ile belediye başkanının da katıldığı bir törenle temel atıldı. Bu arada Osman Çetin Budak, CHP'den Antalya milletvekili olarak meclise girdiği için, görevi Davut Çetin üstlendi ve kendisiyle coşkulu bir süreç yaşadık. Kısa süre içinde yapı tamamlandı ve Pera Müzesi'nin desteğiyle 17 Eylül 2015 günü iki sergi açıldı. Picasso'nun "Kadın ve Boğa", Ara Güler'in "Işık ve Tarih" adlarıyla açılan bu iki sergi çok ses getirdi ve Antalya için farklı bir açılım sağladı.Söz söyleme sırasıbana geldiAçılış sırasında bana da söz verildi ve niçin böyle bir cephe düzeni tercih ettiğim hakkında kısa bir konuşma yaptım. Yıllar sonra, birkaç gün önce tatil için, Antalya'ya giden bir dostum, beni telefonla arayarak bu cephe düzeni için nereden esinlendiğimi sordu. Anlaşılan aradan geçen zaman içinde benim anlatımım gündemden düşmüş.Ben de sizlere bu cephenin hikâyesini bir kez daha anlatmak istedim.Eğer bakmaktan öteye görmek için çaba harcarsak, bazı yapıtların bize bir hikâye anlatmak istediğinin farkına varırız. Yüz yıllar önce Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin dediği gibi; "Ne kadar söz varsa düne ait, dünle beraber gitti cancağızım. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım." Bu sözleri unutup, insanları tek tipleştirerek sıraya dizmeye çalışan, farklı düşüncelerin engellenmeye çalışıldığı dönemlerden geçtik ve ne yazık ki geçmeye de devam ediyoruz.Bu yapının cephesinde yer alan boruların her birinin bir insan olduğunu hayal edin. Siyah veya beyaza boyanmış bu boruların yukarıdan aşağıya kadar dümdüz indiğini düşünün. Bakınca ne görürüz Asker nizamı dizilmiş, hikâyesi olmayan renksiz ve ruhsuz bir görüntü Halbuki onların dalgalanmalarını, kendilerini özgürce ifade etmelerini sağladığımızda ortaya bir hareket, alışılmışın dışında bir görüntü çıkar. Daha ötesi eğer onları renklendirir ve kendilerini daha fazla ifade etmelerini sağlarsak,"Burada bir hikâye var!" diye düşünürüz.Bu boruların hepsi sıkı sıkıya arkalarındaki yüzeye, ait oldukları yere, var olmalarını sağlayan