Şiş ve kebap

Dağ fare doğurdu. İlk yarı bittiğinde tüm Türkiye'deki futbolseverler boş gözlerle birbirlerine bakıyordu; "ne izliyoruz biz". Hakem ve hocalar, iki ayaklı eşleşmenin(!) ilk maçıymışçasına gelişen oyunun 0-0 bitmesi için her şeyi yapmıştı adeta. İlk yarıda Icardi'nin bir penaltı beklentisi yaşadığı enstantane en heyecanlı andı. Başka bir hakem ve başka bir VAR ile bu pozisyonda penaltı (hatta bir de kırmızı kart) kararı çıkabilirdi. Soyunma odası dönüşü eziyete dönüşen maçın ikinci yarısının keyif vereceğine dair hiçbir umudum yoktu. 60 ile 75. dakikalar arası birkaç karşılıklı pozisyon ve topçular arasındaki gerilimle maça heyecan gelir gibi oldu.


80. dakikadan sonra maç yazı - turaya döndü. 85'te maçın en iyi performanslarından birini sergileyen , aldığı çok sayıda darbeyle yıpranan ve bir de sarı kartı olan Torteira yerini Kaan Ayhan'a bıraktı. İki ezeli rakibin hocalarının ilk on bir seçimleri ve oyuncu değişiklikleriyle son dakikalarda sahada çok beklenmedik gariplikte kadrolarla mücadele eden iki takım vardı. Sonuçta ne şiş yandı ne kebap... Hakem, rakip hocalar, herkes memnun... Suudi Arabistan'daki Süper Kupa finalinde de dün akşamki gibi bir derbi izleyeceksek rica ediyorum genç takımlarla (hocalar dahil) sahaya çıksınlar daha iyi. Şaka bir yana; İsmail Hoca da Okan Hoca da futbolcularına bol bol penaltı çalıştırsınlar bence. Benden söylemesi...