Polatlar ve Nurlar

Toplumların genel algıları bazen sanıldığından da hızlı değişebiliyor ve dikkatli takipçiler bu durum karşısında şaşkınlığa uğrayabiliyor. Tarihin içinde yaşamakla izlemek farklı şeyler. Bir de bize sunulan kabuller var ki bunları çoğu kez düşünmeden kabul ederiz. Çünkü birilerinin bizim yerimize düşünmesi bizim için bir konfor alanı yaratır. Bu konfor alanı olumsuz da olabilir ama genel-geçer kalabalık kitleler bunu çoğu kez algılamaz. Bize sunulan sağcılık, solculuk, Kemalistlik, Atatürkçülük, İslamcılık vs. reçeteleri yeter. Hatta dindarlık bile çoğu kez böyledir.

Ne güzel hazır reçete elimizde.

Çocukluğumda çevremde Muhammed isminde birisi hiç yoktu mesela; ama sonra birden her yere yayıldı. Tanıdığım ilk Muhammed lise arkadaşım Muhammed Talha idi ve yanılmıyorsam üç erkek hepsinin adında Muhammed vardı ve yanlarında bir de sahabe ismi. Bugün ise çok yaygın. Arkadaşımın babası Humeyni hayranı bir vaizdi ve İran devriminin hayali ile yaşıyordu. Ve o dönemde pek çok İslamcı İran devriminin etkisi altında idi.

Ama sanırım Peygamberimizin isminin muhafazakâr çevrelerde kullanılmaya başlaması 60 ve 70'lerde başlayan çeviri faaliyetlerinin bir sonucu oldu. Asırlarca Resule saygıdan Mehmet, Mustafa isimlerini kullanırken Resulullah'ın ismi yaygın bir şekilde çocuklara verilmeye başlandı.

Kızlardaki Nur ismi mesela malum dönemin bir ayak izi olarak hayatımızda. Ne kadar çok çocukta var değil mi Bir dönem girdiğim bir sınıftaki öğrenci listesindeki 30 kız öğrencinin en az yirmisinin isminde Nur eki vardı. Bugün ise pek çok insanın o ismi kullanmada çekinceleri var.

Benim doğduğum mahallede bir dönem Polat ismi yaygındı ama bu Polat Kurtlar Vadisi'nin Polat Alemdaroğlu'su değil. 12 Eylül'ün karanlık günlerinde oturduğumuz mahalleyi tek başına silahlı militan bir gruba karşı koruyan genç bir üniversite öğrencisinden alıyor. Bu genç mahallelinin baskına uğramasını arkadaşları ile beraber engellemiş. Darbe sonrası tutuklandığında korkunç işkencelere rağmen mahalleden bir tek kişinin bile ismini vermeyerek mahalleliyi bir kere daha korumuş. Sonrasında sanırım yurt dışına kaçmak zorunda kalmış.

Bugün Polat ismini taşıyanların çoğu bu ismi neden aldıklarını Nur ismi alanlar gibi unutmuştur!.. Çünkü toplumsal hafıza sanıldığı kadar güçlü değil. Unutmak istediğini çabuk unutur.

Oy verme alışkanlıkları bile bu minvalde sayılabilir. Bugün Ak Parti içinde eriyen ANAP, DYP buna örnek.

Yarın Ak Partiye oy verenler de bir zamanlar Ak Partiye verdiklerini unutacaklar. Kim gibi, mesela Aleviler gibi

Aleviler çok partili hayatla birlikte Demokrat Partiye yöneldiler ve sonrasında da Adalet Partisini takip etti tüm yok sayılanlar gibi. Bugün ise sağdan sola herkes Alevilerin 1923'ten beri CHP'li olduğunu sanıyor.

İslamcılar ile Muhafazakarların birbirine karışması da buna örnek. Bugün Ak Parti içindeki muhafazakâr damar konuşurken sanırsınız Milli Selamet, Refah Partisi çizgisinden geliyor. Halbuki geçmişte Muhafazakâr kitle Demokrat Parti, Adalet Partisi, ANAP-DYP çizgisini takip etmişti. Hatta bu kitlenin MHP'ye oy vermesi daha kolaydı. İlginçtir bu durum bugün için de geçerli.