Mazlumlar kan ağlarken!..

Dünya çok enteresan bir yer. Güçlü olanın ikircikli ahlakı ile her türlü yapıp ettiklerini zayıf iseniz sineye çekmek zorunda kalabiliyorsunuz. Azerbaycan'ın yıllardır süren Ermenistan işgalini Karadağ'da sona erdirmesi ile ilgili dünyanın bir kesiminin verdiği tepki buna açık bir örnek diyecekken, Filistin'de Hamas'ın başlattığı askeri harekâta verilen tepkiler bu ikiyüzlü ahlakı bir kere daha açıkça gösterdi.

Filistinli siviller yıllardır öldürülürken kolay kolay ağzını açmayan Batılı devletlerin İsrailli siviller söz konusu olunca gösterdikleri duyarlılık gerçekten göz yaşartıcı. Tıpkı Karadağ'da geçmişte öldürülen Türkleri hiç hatırlamayan Batı'nın bir anda Ermeni sivilleri düşünmesi gibi.

Halbuki ahlaken olması gereken çok açık!..

Bunda sadece Batıyı suçlamak doğru değil. Dünyanın geri kalanı ve özellikle Müslüman coğrafyanın hiç mi suçu yok diye kendimize de sormamız gerekiyor. Bir taraftan Batı ve değerlerinden nefret ederken diğer taraftan Batı'nın ürettiği iyi değerleri yok sayıp ne kadar kötülük varsa sahip çıkmak da kaderimizde var sanki.

Batı kendi yarattığı milliyetçilik canavarını terbiye etmeyi kısmen başardı ama biz ne hikmetse hala aynı canavarı besleme konusunda ısrarcıyız. Hak, hukuk bizde guguk işler

Neden, çünkü büyük düşünemiyoruz. Türkiye'nin ayağına bağlanmış ağırlıklar var ve her fırsatta bu ağırlıklar önümüze çıkıyor. 100 yıldır çözemediğimiz ve aşamadığımız kimlik problemlerimiz var. Biz yok deyince yok olacağını sandığımız birçok başka problemle de boğuşuyoruz. En akıllılarımız ve en eğitimlilerimiz bile aynı çukurlara düşmekten kaçamıyor.

Kendi ayağımıza sürekli sıkıp sonrada suçu dış düşmanlara atma kolaycılığına kapılıyoruz. Hemen hiçbir konuda fikri takip yapmıyor, hep anı yaşıyoruz. 20 yıllık kesintisiz iktidar bile bu konudaki zafiyetimize engel olamadı. Bizim bu nedenle dış düşmanlara çok da ihtiyacımız yok.

Dünyada neler olup bittiğini anlamakta güçlük çekiyoruz. İki tane doğru yapıyorsak en az on tane de yanlış yapıyoruz. Bir yandan bağımsız bir dış politikanın gereklerini yapmaya çalışırken bunu yapabilmek için güçlü bir ekonomiye sahip olmak için yapılması gerekenlerle alakasız işlerle uğraşıyoruz. Hala betona para gömerek zenginleşebileceğimizi sanan ekonomi kurmayları var. Toprağın değerini bilmeyenler ise her yerde cirit atıyor. Ukrayna savaşı bile hala bizi akıllandıramadı

Batı bizim güçlü olmamızı ister mi diye sormak yerine biz güçlü olmak için gerekenleri yapıyor muyuz diye sorsak daha doğru olmaz mı

İnsansız hava araçlarında geldiğimiz nokta göz kamaştırıyor ama bunu diğer alanlara da taşımamız gerektiği çok açık. Binlerce iyi yetişmiş insanımız avuçlarımızın içinden kayıp gidiyor. Beyin göçü tek başına kötü bir şey değil ama bunun bir sınırı olmalı. Bizim gibi kıt kaynakları olan ülkelerin iyi yetişmiş insan gücünün büyük kısmını hem de geri dönmeyi düşünmeyecek şekilde gitmesini izlemeye tahammülü olmaz, olamaz. Son dönemde yaşanan beyin göçü geçmiş yıllardaki göçlere benzemiyor. Bu nedenle hükümetin nerede ne hatta yaptık diye kendisine sorması lazım aksi halde bunun vebali büyük olacaktır.