Biz, mazlûmlardan yana olmayı inadına sürdürmeliyiz!

Üniversitede okuyan bir genç, evvelki akşam şöyle diyordu: 'Marmaray' metrosunda, Kartal-Pendik taraflarındayken, tipik bir 'laik-sosyetik kadın', yanımda oturan ve -Suriye'li olduğunu düşündüğüm bir anne ve çocuğuna- küstahça, 'Sizin oturma hakkınız yok, kalkın oradan!' diye zorbaca emredince, o yavru ve annesi, yüzlerinde beliren acı tebessüm ve eziklik duygusuyla, hemen kalkacak oldular ve ben çocuğun elinden tutup, 'Oturun! Kalkmayın.' deyince, o kadın da sonra oradan uzaklaştı.'Evet, bir genç kardeşin bizzat yaşadığı bir sahne.Dün akşam üzeri, 19.00 civarı, Fatih Câmii'nin yakınında, Fevzipaşa Caddesi üzerindeki otobüs durağında 40-50 kadar yolcu, belediye otobüsü bekliyor. O saatlerde bu kadar yığılma tabiîdir. Çünkü, farklı yerlere gidecekler için, oradan 6-7 hattın otobüsleri geçiyor.Genç bir sosyetik kız, orta yaşlı iki hanımın, 'Beklemekten ayaklarımıza kara su indi.' şeklindeki yakınmalarına hemen cevabı yapıştırıyor: 'Açtılar kapıları, aldılar bu kadar göçmeni. Olacağı buydu.' Ona hemen orada, 'Hanım kız, biz 40 yıl öncelerde, bu saatlerde taa Sultanahmed taraflarından buralara otobüs yokluğundan ve trafik tıkanıklığından dolayı yürüyerek gelirdik ve o zaman, İstanbul'un nüfusu 6 milyon civarındaydı, göçmen konusu da yoktu. Şimdi ise, trafik o zamanki kadar kilitlenmiyor ve otobüsler de geliyor.' diyeceğim, ama, anlıyorum ki, o gibi tipler otobüs duraklarında çingar çıkarmak için, 'tetikçi' olarak tutulmuşlar. İçimden 'Lahavle...' çekerek teğet geçiyorum.Son zamanlarda sosyal medyada öyle haberler üretiliyor ki, her olumsuzluk neredeyse 'Sığınmacılar' denilen kesime nisbet ediliyor. Sonra anlaşılıyor ki, öyle bir şey yok!Yani, bu konuda valilikler ve güvenlik birimleri, çok daha hızlı hareket etmeli ve halkımız aydınlatılmalı. Hatırlayalım... 2-3 sene önceydi, güney illerinden bir-kaçında bir takım kavgalar çıkmış ve saldırganların 'filân ülkeden gelen sığınmacılar oldukları' ileri sürülmüş ve tahrik edilen kitleler de gecenin karanlığında, 'sığınmacı' denilen insanların dükkanlarını tahrib etmişlerdi. Sonra ise, o tahrik ve tahriblere gerekçe gösterilen sığınmacıların o kavgayla hiçbir ilgisinin olmadığı anlaşılmıştı.'Sığınmacı'lar arasında gösterilen bazı saygısız, küstah veya özel olarak karışıklık çıkarmak için gelmiş- gönderilmiş tiplerin ise, hemen sınır dışı edildikleri resmen de açıklandı. Nitekim, bu zamana kadar, bu gibilerden 20 binden fazla kişinin derhal gönderildikleri evvelki gün bizzat Cumhurbaşkanı tarafından açıklandı. Evet, bu hadiselerin ardında, kesinlikle bir takım tahrik tezgâhlarının olabileceği, ilk göz önünde bulundurulması gereken bir husustur. Ve mâlum bir muhalefet lideri, evvelki gün, partisinin Meclis Grubu toplantısında konuşuyor ve 'Sığınmacılar konusunda toplumsal bir tepki oluşmuşsa, bu çok tehlikelidir, bunu kaşımamalıyız, milletimizin alnına ırkçılık lekesi düşmemelidir.' vs. gibi laflar etmez mi 'Rabbim, Sen sabır ver!.' diye Allah'u Teâlâ'ya sığınıyorum.Çünkü, bu konuyu yıllardır kaşıyan ve, iç huzuru dinamitlemek isteyenler korosunun lideri kendisi değilmiş gibi konuşuyor şimdi...Evet, bu fitne ateşinin ilk kıvılcımlarını o KK beyefendi yakmamış mıydı Bu durum, yangın kundaklaması yapan kişinin, sonra da, 'Yangın vaaar!' diye haber vermesi gibi, traji-komik bir şahsiyet çarpıklığı değilse, başka nedirŞimdi, bu kişinin, 'Aman kaşımayalım.' deyip 'sûret-i hak'tan görünmeye çalışması, halktan bazı kimselerin geçmişi unutmuş olması ihtimalinden faydalanmak istemesinden ve de sonucundan korku duymasından değil miDiğerleri de mâlûm...Evet, kişiler ebeveynlerinin veya çocuklarının