Zihinler bölük pörçük, tutarlılık hak getire

Bazı Amerikan filmlerinde işitiriz: "Vegas'ta olan Vegas'ta kalır."

"Günah şehri" olarak da bilinen Las Vegas, Amerika'nın Nevada eyaletinde kurulmuş, kumarhaneleri ve genelevleri ile meşhur bir şehirdir.

Vegas'a gidenlerin pek çoğu ziyaretlerine dair "kirli" detayları hatırlamayı pek istemezler.

O yüzden Vegas ziyaretlerine dair hatıraların, tecrübelerin, tanışıklıkların konuşulmaması, özetle "Vegas'ta olanın Vegas'ta kalması" tercih edilir.

Ama Vegas'ta yaşananların müstakil bir kutuya koyup kitlenmesi mümkün müdür

Mesela o meşhur otomatlarda ya da poker masalarında edinilen kumar oynama tecrübesi "hiç yaşanmamış gibi" unutulabilir mi

Ya kumarda kazanılankaybedilen paralar Yaşanan gayrimeşru ilişkiler Kaçamaklar O kaçamaklar esnasında yakalanılan zührevi hastalıklar

Bunlar gerçekten Vegas'ta bırakılabilir mi

İnsan, iki haftalığına günah şehrinin tüm günahlarına batıp çıktıktan sonra, sanki hiçbir şey olmamış gibi eski hayatına dönebilir mi

Galiba bu sualin cevabı evet!

İnsan zihni gerçekten çok acayip. Farklı tecrübelerimizi zihinlerimizdeki farklı kompartmanlara koyup saklarken, o tecrübelerle irtibatlı olarak edindiğimiz inançları, aldığımız tutumları, benimsediğimiz pozisyonları da birbirinden izole edilmiş bölmelere koyabiliyoruz.

Birbirine taban tabana zıt düşünceleri, inançları, tercihleri zihnimizdeki birbirine komşu kompartmanlarda saklayabiliyoruz.

Yirminci asrın en önemli romancılarından George Orwell, meşhur distopik romanı 1984'te "çiftdüşün" (double think) ismini verdiği bu hali şöyle anlatıyor:

"Hem bilmek hem de bilmemek, bir yandan ustaca uydurulmuş yalanlar söylerken bir yandan da tüm gerçeğin ayırdında olmak, çeliştiklerini bilerek ve her ikisine de inanarak birbirini çürüten iki görüşü aynı anda savunmak; mantığa karşı mantığı kullanmak, ahlâka sahip çıktığını söylerken ahlâkı yadsımak, hem demokrasinin olanaksızlığına hem de Parti'nin demokrasinin koruyucusu olduğuna inanmak; unutulması gerekeni unutmak, gerekli olur olmaz yeniden anımsamak, sonra birden yeniden unutuvermek: en önemlisi de, aynı işlemi işlemin kendisine de uygulamak."

Aslında insanın belli başlı zaafları düşünülünce, romanda, gerçekliği denetim altında tutmak isteyen bir diktatörlüğün, bellekten ve geçmişten yoksun bir toplum yaratabilmek için icat ettiği çiftdüşün sisteminin gerçekten "mümkün" olabileceği anlaşılıyor.

Bu zaaflardan biri, kendi tutarlılığımızı fark etme ve sürdürme konusundaki maluliyetimiz.

Başkalarının tutarsızlıklarını şıp diye tespit edenlerimiz bile kendi tutarsızlıklarını kolay kolay fark edemez.

Hatta tutarsızlıklarımız, inkâr edemeyeceğimiz örneklerle önümüze koyulsa bile kendi düşünce kusurlarımızı görüp kabul etmekte zorlanırız.