Pilav için plan lazım

Uzunca bir zamandır muhalif partilerin vasıfsızlıkları, vizyonsuzlukları, plansızlıkları, kapsamlı bir siyasi ve ekonomik reform stratejilerinin olmaması ve alternatif bir hikaye üretmedeki kısırlıkları dile getiriliyor.

Ana muhalefet partisinin 2024 mahalli seçimlerinde elde ettiği sürpriz başarı, bu eleştirilerin yanlış çıktığı anlamına gelmiyor.

Çünkü mahalli seçimlerde zaten hiçbir partiden sağlam, tutarlı, iyi temellendirilmiş bir siyasi söylem üretmesi beklenmiyor.

Birincil ilişkilerin öne çıktığı küçük taşra kentlerinde ve ilçelerinde "doğru aday" seçimi neticeye doğrudan tesir ediyor. Kişisel iletişim becerileri, ikna kabiliyetleri ile temayüz eden adaylar neredeyse tüm seçmenleriyle doğrudan temas kurarak başarılı olabiliyorlar.

Mahalli seçimlerde meseleler de büyük oranda "mahalli": Fakirlik, açlık, işsizlik, başıboş köpek terörü, yurt, kreş ihtiyacı, yol, köprü, asfalt beklentileri

Büyük şehirlerde metropollerde her vatandaşa doğrudan ulaşmak mümkün olmasa da yine belediye hizmetlerinden memnuniyet seviyesinin siyasi tercihlerde ideolojilerden daha etkili olduğunu söylemek mümkün.

Yerelde belirleyici olan, can yakıcı olumsuzluklara kısa vadeli günlük çözümler, semptomatik tedaviler, "taktik" manevralar.

Fakat

Bir sonraki genel seçimlerde bunlar ister istemez tekrar ikinci plana itilecek.

Evet, insanlar bir anda doğrudan, bütünlüklü bir siyasifelsefi hareket, ayakları yere basan bir stratejik plan, başı sonu belli bir ekonomik program, iyi düşünülmüş bir reformlar paketi arayışına girmeyecekler ama bütün bunları sağlayabileceği "hissini" veren lider ve partilere yönelecekler.

İşte o hissin oluşturulması için her partinin önde gelenlerinin şapkalarını önlerine koyup düşünmeye başlamaları gerekiyor.

Özellikle uzun yıllar boyu çıkamayacağımız derin bir ekonomik buhrana girdiğimiz bu süreçte partilerin, akademisyenlerin, entelektüellerin,

milli gelirin âdil paylaşımı için ilkelerin belirlenmesi,sosyal devletin fonksiyonlarının tespiti, sosyal güvenlik sistemi reformu,iyice yıpranmış, itibarını kaybetmiş adalet sisteminin rehabilite edilmesi,katma değerliyüksek teknolojili mamullerin üretim ve ihracatının arttırılması,fonksiyonunu hızla yitiren eğitim sisteminin radikal şekilde değiştirilmesi,hukukun üstünlüğünü benimseyen yönetim anlayışının kurumsallaştırılması,demokratik hak ve hürriyetlerin genişletilmesi,tüm sivil toplum örgütlerinin ekonomik ilişkilerinin sıkıca denetlenmesi,şike ve bahis manipülasyonları iddialarıyla kirlenen sporun her branşında temizlik,yolsuzluk, rüşvet, nepotizm, mafya, kara para ve her türlü kaçakçılıkla mücadele,göç politikalarının düzenlenmesi,devletin ekonomideki rolünün belirlenmesi,kamu personeli reformu, verimsiz, anlamını yitirmiş devlet kurumlarının tasfiyesi,çağın ruhuna uygun istihdam politikaları,vergi reformu, gerçek üretim yapan firmaların vergi yükünün azaltılması,adeta bir tsunami gibi yaklaşan yapay zeka devrimine hazırlık