RAMAZAN ÂDETLERİ

Sizlere bugün eski ramazanların nostaljik âdetlerini yeniden hatırlatmak istedim...FENER KAPMAKRamazan ayında çocukların oynamayı âdet edindiği eğlenceli oyunlardan biriydi.Çocuklar, aralarından birini parolacı seçtikten sonra sokak başlarında ve köşelerde saklanırlardı. Parolacı çocuk sokaktan elinde fenerle geçenleri inceler, şaka kaldırabilecek birini gözüne kestirdiğinde parolayı söyler, feneri kapacak olan çocuk adamın arkasından sessizce yaklaşıp elindeki feneri kapıp kaçardı.Eğer fenerli adam asabi ve korkulan biriyse bu sefer aksi parola verilir, adam sokaktan geçene kadar çocuklar olduğu yerde kalırdı. Ayrıca çocuklar bazı gecelerde sokaktan geçenlerin fenerlerini kapabileceklerini ima etmek için "Bakkalda üzüm Fenerde gözüm Bakkalda kursak Feneri vursak" tekerlemesini söyleyip gezerlerdi.YAĞ PARASI MUM PARASIHaberin DevamıÇocuklar ramazan gecelerinde toplanıp bir çanağa mum ya da kandil koyarak kapı kapı dolaşır ve komşulardan "donanma" parası dedikleri bir bahşiş toplarlardı.Yağ parası, mum parası toplamaya çıkan çocuklar kapıların önünde durup hep bir ağızdan tekerlemelerini söyler, para vermeyen evlerin kandillerini taşlarlar.Çocukların en eğlenceli âdetlerinden biri olan yağ parası mum parası tekerlemesinin sözleri şu şekildeydi:"Yağ parası, mum parasıAkşam oldu kandil parasıKömürlükte kömürHanımlara ömürMerdivenden iniyorBize para veriyorYağlı kapı, ballı kapıHalkası büyük, renkli kapı"MÜLATEFEEski helva ve tandır sohbetlerinde, ramazan gecelerinde, düğünlerde ve özel toplantılarda söyleşi ve eğlencelere renk katma, konuyla alakalı hikâyeler ve karşılıklı fıkralar anlatma âdetine mülatefe denirdi. Özellikle Lale Devri'nde düzenlenen eğlencelerde vezir konaklarında hazır bulunan Şükûhi ve Raiki efendiler, dönemin en ünlü mülatefecileriydi. Sonraki dönemlerde ünlenen mülatefeciler arasındaysa Süleyman Rakımi, Abdi, Necmi, Nasuhi adlı veya mahlaslı mülatefeciler vardı.MANİ SÖYLEME Manilerin en çok söylendiği yer, ramazan ayında açılan semai kahveleriydi. Ramazandan yaklaşık 10 gün önce sandalye ve masalar kaldırılır, duvarlar kâğıt çiçeklerle süslenir, masaların yerine küçük hasır tabureler konur, duvar diplerine peykeler çakılır, peykelerin üzeri keçeyle kaplanır, çalgıcılar için özel bir yer ayrılırdı.Haberin DevamıBazı kahve sahipleri, çığırtkanları mani imtihanları yaparak işe alırdı. Ramazanın ilk gecesi teravih namazından sonra kahve açılır, şiir, mani, destan, koşma konusunda usta bir görevli kahvenin bir köşesine muamma asar, mani söyleyerek kahve sahibinin kim olduğunu bildirirdi. Ramazan ayı eğlenceleri böylece başlamış olurdu.KANDİL UÇURMAMahyacılar minare şerefesi ile cami avlusundaki yüksekçe bir yer arasında ip gerer, bu ip üzerinde kandil kaydırır, teravih namazından sonra yapılan bu gösteriyi İstanbul halkı keyifle izlerdi. Mahyacılar gösteri sonrası bahşiş aldıkları