Vuslatın adı

Hazreti Peygamber (asm) dan sonra bir Peygamber gelemeyeceği, bir vakıa. Ama, her asır başlarında bir müceddid (yenileyici) alarak, bütün dünya Müslümanlarının dinî ihtiyaçlarına cevap vereceği zat-ı mübareklerin gönderileceğini, iki cihanın sultanı (asm) haber vermişti.

İşte Mevlana Celaleddin-i Rumi o mübarek insanlardan biri idi. Kafile halinde, Orta Asya'dan gelerek ailesi ile Konya'ya yerleşmişlerdir. Burada ve Anadolu'da bulunan ehl-i imana rehberlik etmiştir Mevlana..

"Gel" hitabı ile, insanları hidayetin yüksek mevkiine davet etmiş, "Kim olursan ol yine gel" demek suretiyle tevbe kapısının açık, "hidayetin büyük bir nimet ve ruhun cenneti" olduğunu asırlardan beri insanlara hatırlatmıştır.

İşte dünyadan bu çağrıya uyan nice insanların bu vesileyle Konya'ya gelmeleri hiç de boşuna değildir.

Asrımızın müceddidi bilmana olarak; "Ben Mevlana zamanında gelse idim Mesneviyi yazardım, o bu zamanda gelse idi Risale-i Nuru yazardı" demek suretiyle aynı kudsi yolun yolcuları olduklarını da ifade etmektedir.

Bediüzzaman hazretleri son yolculuğunu Şanlıurfa'ya yapmış, yol üzerinde bulunan Konya'ya, Mevlana hazretlerinin türbesine uğramıştır. Bu ziyareti, merhum yazarımız Halil Uslu, şahitlerden dinleyerek bizlere ulaştırmıştır. Merhum Halil Uslu'nun ve Üstadımızın kardeşi Abdulmecid'in kabirleri de Kırklar Mezarlığında bulunmaktadır.