Dünya misafirhaneleri

İnsanın bir yerden bir yere gittiğinde ilk işi kalacağı mekândır.Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde bu ihtiyaçları hanlar ve köy odaları karşılardı. Misafirin ulaştığı bir beldede bir tanıdığı ve akrabası varsa, burada misafir olması mümkündür. Günümüzde bu hizmetleri oteller yapmakla beraber, vakıf ve cemaatler de bunu yerine getiriyor. Özellikle Nur Cemaatinin mekânları bu ihtiyaçlarının karşılanması noktasında güzel bir örnektir. Üstelik, Selçuklu ve Osmanlı'da bu hizmetler hanlar vasıtasıyla din ve inanç ayırmadan ücretsiz yapılıyordu... Bediüzzaman Hazretleri'nin, hayatta bulunduğu zaman içerisinde tapulu hiçbir mekânı yoktu. Rusya esaretinden döndüğü zaman İstanbul'da ikamet ettiği mekânlar geçici mekânlarıydı. Doğu cephesinde, gönüllü alay komutanı olarak hizmeti esnasında telif ettiği İşaratül İcaz adlı eserini bastırmak için, kâğıdını Enver Paşa temin etmiş, kendisi ise matbaa ücretini vermişti. Bu parayı matbaaya vermesini istediği yeğeni Abdurrahman, "Amca, bu kitapları ücretsiz dağıtıyoruz, halbuki ücretini alsak, memleketteki evimi tamir ettiririz" demişti. Bediüzzaman, yeğeni Abdurrahman'a bu aldığımız maaş bize fazladır. Bu suretle kalanını millete iade ediyorum mealinde cevap