İki cihanın sultanı

Kâinat bir müjdeciyi ve bir haberciyi bekliyordu "Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik." hitabına muhatap olarak tarif edilen bir peygamberdi Efendimiz (asm).Her peygamberin muhatap olduğu hadiseler ile karşı karşıya kalacağı biliniyordu... Ve, öyle de oldu.. İddialar, basite alınacak şeyler değildi... İlk Müslüman olan ve Rasulullah'ın (asm) hanımı olan Hazret-i Hatice (ra) validemiz vefat etmişti; ardından amcası da vefat edince, haliyle bir hüzün ve keder içinde idi... Taif'te taşlanmasıyla da başka bir zorluğun ve kederin içine atılmıştı, iki cihanın sultanı (asm)... İşte, gecenin bir anında Cebrail aleyhisselâm gelerek O'nu (asm) kudsî bir yolculuğa dâvet edecekti... Hiçbir peygambere nasip olmayan bir yolculuktu bu... Kudüs'e gidecek ve ondan sonra, asıl yolculuk başlayacaktı. Bu, büyük bir yolculuktu. Bu muhteşem hadiseyi, imanı olmayanların anlaması elbette kolay değildir. Bu yolculuk aslında bir sorunun da cevabı mahiyetinde idi. Cennet'i ve Cehennem'i temaşa etmiş, ümmetine namaz ibadetini hediye getirmişti. Ehl-i Sünnet, bu ulvî yolculuğun fiilen yapıldığını kabul edip buna inanmışlardır. Bu yolculuğun haberi ilk olarak Hz. Ebu Bekir (ra) efendimize verilmişti.