Bir romanın sonrası

1960'ların sonlarında doğmuştu bu romanın ihtiyacı. Nur hizmetindeki neşriyatın kıtlığı, bir şeylerin yapılması ihtiyacını doğurmuştu. İşte, "Minyeli Abdullah" romanı o zaman yazıldı.Ömer Okçu adında bir emekli ast subay, "Hekimoğlu İsmail" müstear ismi ile bu romanı yazdı. Roman, ilk önce o zamanki 'Babıalide Sabah' Gazetesi'nde tefrika edildi. Daha sonra, Nur Talebelerinin kurduğu Mihrap Yayınları'nda kitap olarak basıldı. Gürbüz Azak Beyefendi'nin kalemi ve merhum Mehmet Kutlular Ağabeyin gayretleri ile kitaplaşma çalışmaları devam ederken, sayısız kapak çizimlerinden sonra, mevcut kapak kompozisyonu ile kitap basılmış oldu. Aslında, ülkemizde yaşanan olaylar, Mısır'ın Minye'sinde yaşanmış gibi bir hikâyesi ediliyordu eserde. Bu roman, daha sonraki yıllarda, Nur Talebelerinin Nur hizmetlerini tanıma ve tanıtma bakımından bir vasıta kabul edildi. Çünkü, romanda anlatılan olaylar, ülkemizde yaşanıyor ve sayısız mahkemelerde dâvâ konusu yapılıyordu. Bu romanı bana merhum Ömer Şahin kardeşim hararetli bir şekilde okumamı tavsiye ediyordu. Ben de bu ısrarlara 1970'lerin başında Karabağlar semtindeki dershanede okurken