İdarede biraz misafir edildikten sonra polis eşliğinde imtihan salonlarına gönderildik. Biraz sonra da boykotçuların bağırışmaları dindi...Sıkıntım dayanılacak gibi değildi. Bir tarafta sebepsiz yere sene kaybı... ki, benim için felaket denebilecek bir durum, diğer tarafta da din, imân düşmanı sapık bir grubun oyuncağı olmak söz konusuydu. İçim kan
13.04.2025"Bir senenizi zayi etmeyin!.. Analarınızın, babalarınızın emeklerini boşa çıkarmayın!"Esnafın arasından başları önde geçip boykotçuların arasına, alkışlanarak gürültü ile girenleri: "İmtihanlara girilmeyecek! Tam özgürlük! Haklarımız için direniyoruz!" Sert emirleri takip ediyordu. Hava oldukça gergindi. Uzaktan çağırılanlar, bir küfür, bir slogan
12.04.2025"Git, söyle; ben dönek değilim! İkide bir aşağılık teklifler yapmasın! Bir dadaşa bundan daha büyük hakaret olamaz!"Bu ruh hâlinin ağır stresi neredeyse herkesi hasta etmişti. Sokaklar, mahalleler, semtler parsellenmiş, bölünmüş, kimse kimsenin bölgesinden geçemez, semtine giremez olmuştu. Dernekler, teşkilatlar habire taraftar toplamak derdindeydi
11.04.2025Niçin kötü şeyler düşünüyordum ki Kıvrak bir hareketle döndüm. "Dünya ne kadar da küçük" diye düşündüm.Yüreğim pır pır ederken etrafıma bakındım yeniden. Belli ki talebeler derslerine, işçiler işine gidiyordu. Niçin kötü şeyler düşünüyordum ki Kıvrak bir hareketle döndüm. "Dünya ne kadar da küçük" diye düşündüm. Biraz daha yürüdüm. Yorulduğumu hiss
10.04.2025Bu havalara, bu gidişata alışık olduğum mutat sabahlardan birini yaşıyordum. Vakit henüz erken. Sabah ezanı henüz okunmuş...UCUZ KAHRAMANLIK!..Fatih, Mihrimah Sultan, Hırka-i şerif, Sultan Ahmet Süleymaniye'de sadece namaz mı kılınır sanırsınız Ya İstanbul'un diğer göğe yükselen sanat eseri minareleriEzanlara, kalabalığa, korna ve vapur seslerine k
09.04.2025Atımı çalıların birine bağladım. Verilenleri aldım heybeye yerleştirdim. Vakit kaybetmeden de vedalaşıp, ayrıldım.İmtihan neticelerini öğrenip kesin kaydımı yaptırdıktan sonra köye gitmek üzere yola çıktım. Asfaltta tekerleklerin sesi bana bir ninni gibi geliyordu. O kadar yorulmuştum ki; ta Erzurum'a kadar hep uyudum desem yalan söylememiş olurum.
08.04.2025Listelerin asılı olduğu panoya iyice yanaştım. En alttan itibaren ismimi aramaya başladım. Alt sıralarda yani yedeklerin içinde yoktum.İstanbul'un yüksek binaları, camileri, her biri mızrak gibi göğe yükselen minareleri ardından kıpkızıl bir güneş doğuyordu yine. İlk geldiğim günkü gibi kalın giyinmemiştim bu sefer. Küçük kardeşim Sagıp ter döktüğü
07.04.2025İmtihanlardan ümitsiz çıkmış maksatsız bir şekilde yürüyordum. "Gelmişken bari İstanbul'u gezebildiğim kadar dolaşayım" dedim.Giymişler kırmızı al,Sordum ona bu ne hâlDedi çek git buradan,Biletini hemen al!Yarıştığım Avrupa görmüş, fikir ve sanat vadilerinde faaliyette bulunmuş ağzı sakızlı, hippi kıyafetli, parfüm kokan bitirimlerle; kaba bıyıklı,
06.04.2025Konuşmaları dinledikten sonra artık her şeyi kaybettiğime inandım.Bu şehirde her şey çok; araba, insan, mağazalar... Daha çok hayat dolu park ve bahçeler Oysa Erzurum hiç böyle miydi Evler boş ve sessiz; avlularda paslı sabanlar, kağnı tekerlekleri, ot, saman, artık kimsenin girip çıkmadığı yarı devrilmiş bahçe kapılarıİstanbul'la Erzurum'u ve bilh
05.04.2025Yavuzselim durağından 90 numaralı otobüse bindim. Karaköy'de inecek, vapurla Kadıköy'e geçecektim. Yolculuk bitmek üzere...Bir olan gönüller buluşur orda,Muhabbet membaı, bizim İstanbul.Nice güzellikler kavuşur orda,Nimetin kaynağı, canım İstanbul.Nasibi olanlar, arar bulurlar,Kendi evi gibi rahat kalırlar,Pek çok ikram görür, memnun olurlar,Gönüll
04.04.2025© 2025