Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci

Türkiye

"Tiz, elleri kesile şu mimarın!"

Evliya Çelebi, Sultan Fatih'in cami yaptırırken, Ayasofya kadar ihtişamlı olmasın diye sütunları kısaltan mimarın elini kestirdiğini, mimarın da mahkemeye gittiğini anlatır. Peki, "hikâye" tarihe ne kadar uygundurSultan Fatih, cami yaptırırken, Ayasofya'dan yüksek olmasın diye sütunları kestiren mimara kızmış. Mimar, İstanbul'da zelzele çok olur d

Kâtibime setre de pantol ne güzel yaraşır!

Kâtiplik, yani memuriyet, vaktiyle herkesin hayallerini süsleyen güzide bir meslekti. "Üsküdar'a gider iken" diye başlayan ve Kâtibim diye de bilinen şarkı bu hissiyatı terennüm eder. Bütün dünyaya yayılmış, adaptasyonları yapılmış, âdeta Türkiye'nin sembolü olmuşturBir halk şarkısı vardır ki, eskiden beri Türkiye'nin dışarıdaki sembolü olmuştur.

İmparatorluğun zafer abideleri - Padişah türbeleri

Kapatılmasından 25 sene sonra tek tük türbeler ziyarete açılmıştır. Yakın zamanda hemen hepsi açılmışsa da hâlâ kapalı olan padişah türbeleri vardır. Halk, varlığını milletine vakfetmiş bu faziletli kahramanları evliya bilmiş, türbelerini ziyaretgah yapmış, kerametlerine şahit olmuştur.Meşhed-i Hüdavendigârİlk 6 Osmanlı padişahı Bursa'da, sonrakile

Türkiye'de ilk Kur'ân mealini bir Hristiyan yazmıştır!..

Osmanlılar Kur'ân-ı kerim mealine itibar etmemişti. Ta ki İttihatçı iktidarında Hristiyan bir Arap ortaya çıkana kadar...Kazimirski Kur'ân Tercümesi - Kitabın yazarı MahomedOsmanlı Türkleri Kur'ân-ı kerimi bir hayat düsturu kabul edip, onun ahlakı ile ahlaklanmayı esas tutukları hâlde, hiçbir zaman tercüme etmeye kalkışmadılar. Kur'ânın Türkçeye t

Eşkıyalar da paşa olur!

Eskiden suç işleyenler dağa çıkıp eşkıyalığa başlardı. Haklarında idam hükmü olduğu için, bunlara "fermanlı" denirdi. "Ferman padişahın, dağlar bizimdir" sözü meşhurdur. Bunları dağdan indirmek için hükûmetin enteresan bir usulü vardı...Üç eşkıya bir arada... Yörük Osman, Cirit Mehmed, Dadıcı MusaHaçova muharebesinin sıkışık zamanında bazıları har

Padişahlar da ölür

Sultan Vahîdeddin, ağabeyi Sultan Reşad'ın naaşını görünce, "Meğer saltanat ile teneşir arası ne kadar kısaymış'" demişti...Hükümdar da olsa insanoğlu için ölüm, nihayet kaçınılmaz. Ama sıradan biri olmadığına göre, Osmanlı padişahları vefat ettiğinde ihtişamlı bir sükûnet içinde hususi merasimler icra edilirdi.Bir padişahın vefatı vuku bulduğunda,

Kuyudaki kitaplar

Jandarma korkusuyla, yüzlerce yıllık kültür hazinesi kitaplar kuyularda çürümeye terk edilmişti.Her ilim adamının muayyen ölçüde bir kütüphanesinin olacağı tabiidir. Hatta eskiden her okumuş yazmış adamın evinde mütevazı miktarda kitaplar bulunurdu.Mesleğim ve merakım icabı memleketin dört bir yanında eski devir ulemasından tek tük geri kalanlarla

Al cetveli, çiz sınırı! Orta Doğu'da Yeni Rol Dağılımı: Sykes-Picot Anlaşması

Emperyalistler, Osmanlı İmparatorluğu'nu yendi ve harb sonrası Orta Doğu haritasını yeniden çizdi. Diplomatlar, suni sınırlar çizerek, bugün de devam eden fesat tohumlarını ekmiş oldular."Üçüncü dünya harbi çıkar mı" sualine, rahatça, "Birincisi bitmedi ki!" cevabı verilebilir. 1914-18 arası cereyan eden büyük harb esnasındaki anlaşmalar ve ardında

Nargilemin marpucu gümüştendir gümüşten

Nargile şarkta sosyal hayatın sembolü olmuş bir alışkanlıktır. "Yalnız nargile içilmez, Karaköy köprüsü geçilmez" derler.Nargilenin tarihîyolculuğu, XVI. asırda Hindistan'da başlar. Babür İmparatorluğu asilleri tütünün keyfini çıkarmak için kullanırdı. Nargilenin sonraki durağı, İran oldu. Mısırlılar, adına 'nargil' dediler.İlk nargileler, umumiyet

Bu işte bir hile var!

Türkçede hilenin menfi manası vardır. Arapçada hile, çare demektir. Türkçedeki hile, Arapçada "hüd'a" kelimesi ile ifade edilir. "Hile hurda" tabiri buradan gelir...Türkçeye hariçten giren kelimeler çoğu zaman yeni bir manaya bürünür. Mesela müsaade Arapça "yardım"; serbest, Farsça "başı bağlı" demektir. Türkçede ise bambaşka, hatta zıt manaya kull