Seçim yaklaştıkça başarılı olmak, seçimi kazanmak için çeşitli yollar denenmeye yöntemler kullanılmaya başlandı.Parlamenter sistem, egemenliğin yetkinin, sınırsız koşulsuz halka ait olduğu, seçilmiş halk temsilcileri eliyle kullanıldığı; yürütme organının halk temsilcilerinin oluşturduğu yasama organına karşı sorumlu olduğu bir ilkeler dizesi düzenidir. Demokrasilerde parlamento seçiminin önemli olmasına karşın, ülkemizde mevcut düzen daha doğrusu düzensizlik, kamuoyu ilgisi, isim duyurmak, ego tatmini, tartışmanın çekiciliği gibi nedenlerle Cumhurbaşkanlığı seçimi öncelikli olmaktadır. Adaylık konusunda öneriler yapılmakta, anketler düzenlenmekte, kişisel destekler açıklanmakta, adaylıkta ısrarlı olunmaktadır.Cumhur İttifakı'nın adayı belirli, rakip veya rakipler hakkında belirsizlik varken Erdoğan'ın anketler, kamuoyu araştırmaları sonucu seçimi kazanamayacağı olasılığının belirginleşmesi halinde adaylığını koymayabileceği de öngörülmeye başlandı. Erdoğan'ın günümüze değin sergilediği tutum dikkate alındığında, adaylığını koymama olasılığı yok gibidir. Erdoğan ve destekçileri herhalde "Erdoğan seçimden kaçtı" dedirtmeyeceklerdir.Erdoğan ve yandaşları, seçimin ikinci tura kalacağını öngörmekte, ikinci turda seçimi kazanmanın planını yapmakta, taktik geliştirmekte, bu bağlamda rakibin bir an önce belirlenmesinde de ısrarlı olmakta; Erdoğan rakibini de belirlemek istemekte, "Bay Kemal"i rakip olarak tercih ediyor izlenimi vermektedir. Cumhur İttifakı'nın, Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu gibi görünüyor.Ekonomik durum daha da kötüleşir. Erdoğan'ın seçimi alamayacağı rakip aday nedeniyle de hemen hemen kesinlik kazansa dahi Erdoğan'ın yine de adaylığını koyması beklenir. YSK karar belirleyici olur. Erdoğan'ın seçim yitirerek, tasfiye edilmiş bir başkan olmak yerine, yeniden seçilmesi engellenmiş, mağdur, reis olma konumunu sürdürmeyi yeğlemesi partiyi toparlamaya yönelmesi daha güçlü olasılıktır. Erdoğan, kesinlikle adaylığını koyar; seçime girip girmemesi beklenen sonuca göre YSK kararına bırakılır.CHP'ye