Ünal Şaşmaz ve Erol Çınar

Âhiret âlemine göç, hızlandıkça hızlandı. Geçen hafta, nurun iki kahramanını daha Rabbimiz yanına aldı.ÜNAL ŞAŞMAZ Ünal Abimizi yarım asırdır tanırız. O zamanlar, "Yozgat" deyince, aklımıza gelen ilk isim o idi. Kendisi terzi idi. Ankara'da bulunduğum zaman, bir kaç defa görüşmüştük. Yozgat'ın kahraman Nur Talebelerindendi. Yine, kendisi gibi, hem meslektaş hem de hemşehrisi olan Ankara Hacı Bayram'daki terzi Turan Abinin dükkânında da görüşmüştük. Epeydir irtibatımız yoktu. Fakat geçen aylarda bir vesileyle, oğlu Said kardeşimizle irtibatımız oldu. (Maşâallah, bütün çocuklarının hizmette istihdam edilmesi, her babaya nâsib olmaz. Ünal Ağabeyin Said gibi, Zekeriya ve Mustafa isimli oğulları da hizmetin içindeler.) Epey konuştuk, Ünal Ağabeyi sordum. Gazeteyi her gün alıp takip ve duâ ettiğini söyledi. Geçen hafta aldığımız bir haberle Ünal Ağabeyin vefat ettiğini öğrendik, Allah rahmet eylesin. Onun, nasıl bir hizmet aşığı olduğunu vefatından sonra oğlu Said'i telefonla arayan birinin söyledikleri çok güzel anlatır: "Kardeşim, başınız sağ olsun. Vefatını haber alınca size bir hatıramı anlatayım. Benim bu yola girip, namaza başlamamın müsebbibi Ünal Ağabeydir. Ben, Kars otobüsünde muavindim. Ankara'dan Kars'a giderken, Yozgat'a 10 km. kala akşam saatlerinde, yaşlı biri işaret etti. Dedik ki, 'Yahu, bu yaşlı amcayı alalım, bu saatte araba bulamaz' bindi. Yozgat'a kadar gidecekti. Bizimle, bir sohbete başladı. Öyle bir daldı ki... Erzurum'da kendine geldi. "Yahu ben Yozgat'ta inecektim" dedi. Artık onu Erzurum'dan otobüse bindirdik ve geri döndü. Ama bizi de, o anlattığı Nur hakikatleriyle bu dâvâya bağlayıp, namaz kılmamıza vesile olmuştur. Allah rahmet eylesin!" İşte, bunlar öyle kahramanlardı. Dâvâsı için, millete, din-iman hakikatlerini anlatmak için, kendinden bile geçebiliyor. Allah rahmet eylesin, makamı Cennet olsun. Başta, babalarının bayrağını dalgalandırmaya devam eden; Zekeriya, Mustafa ve Said kardeşlerimiz olmak üzere, bütün akrabalarına tâziyetlerimizi takdim ediyoruz. EROL ÇINAR Erol Çınar, bizden 2-3 yaş büyük bir ağabeyimizdi. Yarım asırlık hukukumuz olan, ailece münasebetimizin devam ettiği bu sessiz, mübarek ağabeyimiz, 12 Mart 1971 hain hadisesinden sonra, Ankara Nur apartmanı dershanesinden, KİTAB OKUMA SUÇUYLA alınıp, Ankara Mamak Askerî Hapishanesi'ne götürülen beş kahramandan biri idi. O da, geçen hafta vefat etti. Vefatından sonra, o zaman hem dershane hem hapishane arkadaşı olan Ömer Tuncay Ağabeyden hadisenin nasıl meydana geldiğini sorduğumda, şunları söyledi: "Zübeyir Ağabeyin cenaze merasiminden Ankara'ya yeni dönmüştük. Birkaç gün sonra, Cumartesi günü, Dışkapı Nur apartmanında;