Gardaş, ben ölünce, beni de yazar mısın

Ah Mustafa kardeşim, âniden kalp krizi geçirmene çok üzülmüş, şaşırmıştık. Pek, öyle bir hâlin de yok gibiydi ama...Hemen arkadaş gruplarımıza, şifa ve dua niyetiyle haber ettik. Seni tâkip ediyorduk. Bir gün oğlun Said kardeş vasıtasıyla, bizim "Bursa Yeni Asya grubuna" şu mesajı yollamıştın, sevinmiştik: "Muhterem Ağabey ve kardeşler. Geçirmiş olduğum küçük bir marazdan dolayı 19-20-21 Temmuz tarihlerinde Bursa İhtisas Hastanesi Kardiyoloji bölümünde tedavi sürmüştür. Bu vesileyle bütün ağabey ve kardeşlere, Van'daki dostlara, daha ismini sayamayacağım bütün nurani dostlarıma en kalbi muhabbet selam ve Allah razı olsun diyor teşekkürlerimle birlikte dua eder dualarınızı bekliyorum. Mustafa Öztürkçü adına oğlu Ahmet Said Öztürkçü. Not: Babamın bir müddet telefonları kapalı bulunacaktır. İnşaallah en kısa sürede nurani alemde devam dileğiyle." Bu mesajdan sonra iyi oldun, yaşayacaksın diye sevinirken, âniden gelen ölüm haberin, bizi can evinden vurdu. Ve gariptir ki, son makalende ölümden dem vurup, vefiyat imzanı attınsa, bu son mesajında da, Said kardeşimizin notunun altında; "İnşâallah, en kısa sürede nuranî âlemde devam dileğiyle..." cümlesiyle de, hakikî nurânî âleme göçtün Mustafa kardeşim. Vefatının haberini alır almaz, ana dua ve fatihalara vesile olması için, apar-topar, aceleyle, doğru -dürüst tashihat da yapmadan, bir tâziye makalesi yazmıştık. Bu makale dolayısıyla yüzlerce zât- ı muhterem dua etti, Fatiha okudu. Fakat Mustafa kardeşim, sonradan aklıma, seninle bir