Şeyh Muhyiddin'den seçilmiş sözler

Hüseyin es-Safî, Reşehât'ında, Mevlânâ Molla Câmî hazretlerinin şu sözünü nakleder: "Allah dostlarının yüce sözleri Hakikat-i Muhammediyye'den iktibas olunmuştur. Nasıl ki Kur'an ve hadise saygı göstermek vacipse onların sözlerine de aynı şekilde hürmet etmek lazımdır. Berhudar olmak isteyen kimsenin onların kelâmı karşısında edep ve hürmet göstermesi gerekir." İlgili sözlerdeki öncelik, söyleyenden ve söylenenden çok sözün kaynağına aittir ki, söyleyen mümin ve söylenen mümince bir kelâm olunca, -eğer doğrudan tefsir açıklama maksatlı olarak Kur'an ya da hadisten de nakledilmiyorsa-, manasının bunların ilminden ve ikliminden alınmış olması gerekir.Öte yandan, büyüklerimiz bu bağlamda, sözün sahibinin gönlünden süzülen mananın doğru anlaşılabilmesi için, samimiyetine inanmanın da ötesinde onun manadaki mümince maksada ve mahiyete inanmak gerektiğini, aksi halde hem o zatın beyan tarzının üslûbunun hem de maksadının muhataplarına tam açılmayacağını bildirmişlerdir. Ekrem Demirli tercümesiyle İbnü'l-Arabî hazretlerinden naklede geldiğimiz seçme sözlerin bir yenisini sunarken, bunların Hakikat-i Muhammediyye'den iktibas olunduklarını, bizleri Allah'a ve Peygamber Efendimiz'e götürecek bir rehber niteliği taşıdıklarını, verimli bir bilgiye konu edilebilmeleri için onların bu bakış açısıyla okuması gerektiğini tekrar hatırlatmış olalım. Şeyh Muhyiddin diyor ki:"Nefs, Allah katında (O'nun hükümlerine uymakla) yükümlüdür ve organlarından sorumlu olan şeydir. O duyu ve güçlerle irtibatlıdır ve bu cisimsel, doğal, adil, arınmış, razı olmuş ve kendi sözünü dinleyen bu araçlardan ayrılması söz konusu değildir. Dolayısıyla nefsin azabı, ancak bu cisimlerle azap etmek vasıtasıyla gerçekleşir." (FM, IV: 344)"Düşünen nefs için hâl, hayvani nefs için mizaç gibidir. Mizaç beden üzerinde hükümran olduğu gibi, hâl de nefs üzerinde hükümrandır." (FM, IV: 431) "Nefsin eşi, Eş'arîlere göre şeriat, Mutezile'ye göre akıldır." (FM, VI: 25-26)"Arzu, gerçekte nefsin kölesidir, çünkü o nefsin niteliklerinden birisidir." (Bkz. Câsiye, 45:23) FM, VI: 27)"Her harf bir nefestir." (FM, VI: 420)"Nefes, bedenlerde bir rüzgâr (rîh), latifelerde ise ruhlardır (ervâh). Bu kelime ravh (rahatlık) kelimesinin çoğuludur." (FM, VII:28)"Ruh nedir Ruh, kalbe gaybın bilgisini özel bir şekilde aktarandır. Onu algılayan ise nefstir. Nefs nedir Nefs, şahidinin hükmüne göre kulun niteliklerinden nedenli olan şeydir.Nefes nedir Nefes, hakikatin otoritesi nedeniyle, nefsin kötülüğünü söndürmek için Allah'ın kalp ateşine musallat ettiği rüzgârdır.Hakikat nedir Hakikat, O'nun nitelikleriyle senin niteliklerinin eserlerinin senden olumsuzlanmasıdır. Çünkü O senin vasıtanla sende ve senden fâil olandır, fâil sen değilsin." (FM, VII: 71)"İki türlü nefs vardır: Birincisi dünya hayatıyla ülfet ettiği için onu arzulayan nefstir. Böyle bir nefs dünya hayatından ayrılmak istemez ve bu ona ağır gelir. Diğer nefs ise, itaatlerini