Ramazan Dikmen 'Bütün Öyküleri'yle Ketebe'de

Ramazan Dikmen'in vefatının 25. yılındayız. Merhum Dikmen, 5 Şubat 1956 tarihinde Balıkesir'in Dursunbey ilçesine bağlı Karyağmaz köyünde doğmuştu. İlköğrenimini köyünde, hafızlık eğitimini ilçesinde, ortaöğrenimini ise İstanbul İmam Hatip Okulu'nda tamamlamıştı. 1981'de Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun olmasının ardından Maliye Bakanlığı'nda başlayan memuriyetini, Fransızca mütercimi olarak Devlet Planlama Teşkilatı'nda sürdürmüştü. 1995'in temmuz ayında hastalanmış, 1996'nın mart ayında teşhis edilen kolon kanserinden, 10 Nisan 1997 tarihinde Ankara'da vefat etmişti. İlk öyküsü 1974 yılında Akşam gazetesinde çıkmıştı. Sonraki öykü, deneme, değini ve eleştirileri Aylık Dergi, Mavera, Yönelişler ve bir grup arkadaşıyla birlikte çıkardığı Kayıtlar dergilerinde yayımlanmıştı. İlk öykü kitabı Kıyıya Vuranlar, İz Yayınları tarafından o hayattayken yayımlanmıştı (1996). Dergilerde yayınlamış diğer öyküleriyle, yayımlanmamış -ve bitmemiş- son öyküsü, bizzat kendisinin verdiği Afife Ablanın İncileri adıyla Hüseyin Su tarafından kitaplaştırıldığı gibi (1998), bütün öyküleri Muhayyer; anı-deneme-günlük ve mektupları Tükenerek Çoğalmak (2004) ve J. K. Galbraith'den çevirisi İktidarın Anatomisi adıyla (2004) yine Hüseyin Su'nun gayretiyle Hece Yayınları'nca basıldı. Yayın haklarının, kızı Ayşe Rikkat Serim'ce Ketebe Yayınları'na devredilmesinin ardından, ilk kitap olarak öyküleri yine Muhayyer Bütün Öyküleri adıyla geçtiğimiz günlerde okurlara sunuldu. Dikmen'in kitaplarının Ketebe tarafından yayınlanması hususundaki ısrarı nedeniyle Cemal Şakar'a ve yayımıyla bizzat ilgilenen Aykut Ertuğrul'a teşekkür ederim. Muhayyer'de Dikmen'in toplam 24 öyküsü bulunmaktadır. İlk 10 öyküsü zaten -kendisi hayattayken yayınlanan- Kıyıya Vuranlar'ında yer almış; diğer 13 öyküsü Afife Ablanın İncileri adıyla kitaplaştırılmak üzere yine kendisi tarafından dosyalanmıştı. Son yani 24. öyküsünü vefatından yaklaşık altı ay önce yazmaya başlamış, ancak ağrılarının yoğunlaşması nedeniyle tamamlayamamıştı. Onu da ikinci kitabına -ailesinden izin alarak mezkur bilgiyi ihtiva eden bir dipnot eşiğinde- kendim ekledim. Dikmen, temiz bir dil ve titiz bir işçilikle yazma hassasiyeti taşıdığı için ondan geriye ancak 24 öyküsü kalabildi. Buna göre 1979'da dört, 1980 ve '81'de ikişer, 1982, '83, '84 ve 85'te birer, 1990'da iki, 1991'de üç, 1992, '93 ve '95'te ikişer öykü yayımlamıştı. Muhayyer'de toplanan bu öykülerinde Dikmen, 12 Eylül darbesine çıkan günleri, darbe sonrasının tahrip ettiği ilişkiler ortamını som gerçekliğiyle anlatmış; dostlukları, ayrılıkları, aşkları, kırgınlıkları, savrulmaları ve hüzünleri çoğunlukla özlem diliyle, yer yer ironik bir söyleme öyküleştirmiştir. Okurlarının, bu söylediklerimden çok daha fazlasını görebilmeleri için Muhayyer'deki öyküleri bizzat okumaları gerekir. Çünkü benim merhum Dikmen'le olan dostluğumun neden olduğu duygusallık daha