Her şey iktidar için

AKP iktidara geldiği günden beri kullanmadığı bir değer, hiçbir mefhum kalmadı; din, eğitim, ekonomi, siyaset, terör, milliyet, hilâfet, cemaatler vb.Siyaset için her türlü hile, hud'a kullanıldığından rakipler ne yaparsa yapsın yeni oyunlar sahne alıyor. Siyaset bilimciler bu günleri yeni nesillere ders niteliğinde okutacak belki de. Üç Y ile iktidara gelen AKP, Yolsuzluğu kanunlar çerçevesinde öyle bir kullandı ki, bu güne kadar yapılanların bin misli yapıldığı halde seçmende çok karşılık bulmadı. Yasaklar; Türkiye tarihi boyunca akla hayale gelmeyecek plânlarla öyle bir işlendi ki, taraftarlar geçmişte karşı çıktıkları ne varsa hem de düşmanlaştırarak koroyla kabul etti. Yoksulluk; iş başına geldiklerinde dolar 1.5 TL, çeyrek altın 25 TL iken bu gün dolar bütün müdahele ve manipülasyonlara rağmen 13.5 TL, çeyrek altın ise 785 TL civarında. O günlerde fakir fukara bile düğünlerde çeyrek takabilirken bugün düğüne bile yaklaşamıyor. Fakat dolar tavan yapıp kısmen düşünce halay çekiyor. Hilâfet; İttihad-ı İslâm'ı tesis eden ve birleştirici rol oynayan bu manevî kurumu, Cumhuriyet ve çoğulcu demokrasi döneminde içini boşaltarak despot, padişahlara atıfla kararlar "iki dudak arasında" kabülü imkânsız, yerle yeksan etti. Cemaatler; iktidara gelirken onları oy deposu olarak görüp "güç bende artık" dedikten sonra biat edenleri ulûfelerle rantçı, dünyaperest, etmeyenleri hainterörist ilân ederek pusuda bekleyen cemaat düşmanlarının önüne atıp "kapatılsın" tamtamlarına yem etti. Milliyetçilik; yerli ve millîde kimseye söz bırakmayan iktidar, iş Çin zulmüne gelince, zalimleri dost, mazlumları terörist ilân etti. Ancak İslâm âlemiyle bir ikisi hariç düşmanlık, kendi devletlerine isyan olunca cihadistlere destek verdi. KÜRT AÇILIMI AKP birçok mevzuda açılım, dedi; AB, Romanlar, Kürt meselesi gibi... İlk zamanlar samimî karşılanan ve millet desteği alan bu girişimler, zaman geçtikçe problem yumağına, daha da büyüyerek bir dağa döndü. Önce Şivan Perver, İbrahim Tatlıses, Barzani mizanseniyle dağdan halayla karşılanan teröristlere, valilerin gözü önünde kurulan çadır mahkemelerine, yol kesmelere kadar açılımdan ziyade saçılım ve haddi aşan imkânlar verildi. Daha sonra kapalı kapılar ardında siyasî hesaplaşmalarla masa devrilip, bu defa siyasî aktörler düşmanlaştırıldı. Böylelikle "Dağda silâh yerine düz ovada siyaset" argümanı havada kalıp, siyasî mücadeleye dönüştü. Daha evvel HDP veya farklı isimlerle yüzde 67 bandında oy alırken bir o kadar da AKP'ye gidiyordu. Ancak çözüm süreci düşünülenin aksine (7 Haziran 2015) HDP yüzde 13.1 ve 80 milletvekiliyle bütün zamanların en yüksek oyunu alınca o siyaset, hedef tahtasına konuldu. Yüze yakın seçilmiş belediyeye kayyum atandı, milletvekilleri teröre yardım suçlamasıyla