Depremler şirk üretir mi

Depremin sosyal ve siyasal analizlerini yaparken acılarını, ihmallerin, müteahhitlerin cinayetlerini, siyasetin keşmekeşliğini yazdık, ancak en mühimi de şirk boyutu.Zira insanın dünyaya geliş gâyesi; Rabbini, Halıkını, Mabudunu tanımak, her şeyde tecelli eden, Rububiyet, Ehadiyet, Vahdaniyet olmak üzere bütün esmasını görebilmektir. Peki, Allah'ı bildiği halde O'na şirk koşabilir mi Evet, Bediüzzaman; "Bir Allah var" deyip, bütün mülkünü esbaba ve tabiata taksim etmek ve onlara isnad etmek, hâşâ hadsiz şerikleri hükmünde esbabı merci' tanımak(...) elbette hiçbir cihette Allah'a iman hakikati onda yoktur"1 buyuruyor, ki kitabın tam ortası... Dinin dünyadan kaldırılması henüz tam yerini bulmamışken insanlarda taklidî de olsa bir tevekkül vardı ve her şeyi Allah'tan bilirdi. Ancak fen ve felsefenin yardımıyla, pozitivizm hayatımıza girdikçe ilahiyatçılar bile sebepler perdesine takılıp kaldılar. Zaman ilerledikçe elmayı ağaçtan, ağacı topraktan, çocuğu insandan, şifayı da doktordan bellediler. Depremde ise; Erzincan, Varto, Gerede, İzmir depremleri olduğunda, toplum henüz mütevekkil idi. Bir isyan, bir şirk göze çarpmıyordu. Fakat hayatımıza giren Radyo Tv, yeni medya ile, 99 Marmara depreminde fay hatları, gaz sıkışmaları, yer stresleri gibi kavramlar gündemimize girince, "Bilmem ne kadar milyon yıl önce yer küremizin altında var olan katmanların hareketiyle bu depremlerin olabileceği, jeolojik olarak biliniyor, tabîidir, öyleyse musibet değildir" gibi tasarruf ve hikmet-i İlahiyeden uzak fikirler ehl-i diyanetin bile hafızasına kazındı. Elbette her şey sebepler tahtında ilerliyor. O tetiklemeler ehl-i dalaletçe muhal olan tabiî veya sebeplerin olmayan kudretine hamlediliyor. Halbuki madem "La ilahe illallah" diyoruz, o halde nasıl oluyor da mevhum olan başka etkenler Rububiyet alanına giriyor gibi kendi içinde paradokslar barındıran tuhaf inançlar besliyoruz. Fay hatları depremleri, biriken gazlar da fay hatlarını tetikledi. Peki ilk tetikleyen kim Mantıkça; güneş varsa aydınlıktır, aydınlık varsa güneş vardır kaidesine göre kudret yalnız ve yalnız Uluhiyetindir. Uluhiyet ise başka şeylerin kudret alanına girmesine asla izin vermez