Bediüzzaman ve İslâmcı partiler

Dini siyasete alet yapan ve Nurcuların oyuna muhtaç olan AKP, her seçimde olduğu gibi bu seçim döneminde de cemaatlere deklarasyon yayınlatıyor.Milleti dinsizlik, terör ve CHP ile korkutarak, Bediüzzaman'ın siyasetle alakalı ifadelerini kendi indî çıkarımlarına yontarak, safdilleri avlıyorlar. Dini kullanan siyasetçilerin genlerinde olan siyasî hesapları biliyoruz. Ancak, mübareklerin Risale-i Nur'daki siyasî reçeteleri önünü ardını tahkik etmeden kullanmalarını anlayamıyoruz. Üç devirir yaşamış, devlet erkanıyla muhatap olmuş, Rusya esareti, sürgünler yaşamış; siyasî ve içtimaî reçeteleri, sebep sonuç ilişkileriyle tahlil eden bu asrın bediisi, Bediüzzaman'ı rehber eden ve ona sadık olduğunu söyleyen bir kısım Nurcular ne hikmetse zamanı okumadan siyaset(çi)lere göre vaziyet alarak ciddi hataya düşüyorlar. Meşrutiyet döneminde İttihad-ı Muhammedî cemiyetine giren Bediüzzaman, cemiyetin siyasete dönmesiyle oradan ayrılır. "Dedim: Bu isim umumun hakkıdır, tahsis ve tahdit kabul etmez." Yine: "Bedîüzzaman'ın İstanbul'da hayatı, bir derece siyasîdir. Siyaset yoluyla İslâmiyete hizmet edilecek, diye kanaat besliyordu. Siyasî hayata karışması, İslâmiyete hizmet aşkının bir neticesi idi."1 Yeni kurulan hükûmet münasebetiyle ısrarlı davet üzerine Ankara'ya gelir ve mecliste törenle karşılanır. Fakat Ankara'nın halini beğenmez onca teklif ve ısrarlara rağmen; (bilmana) "Ve bu adamla başa çıkılmaz, mukabele edilmez diye, dünyayı ve siyaseti ve hayat-ı içtimaiyeyi terk edip yalnız imanı kurtarmak yolunda vaktimi sarfettim." 2 diyerek Van'a döner ve inzivaya çekilir. Devletin dinden uzaklaşması üzerine Şeyh Said isyanında memleket karışır, Bediüzzaman'ı da içine çekmek isterler fakat o, destek vermediği gibi karşı da çıkar. Her türlü eza ve cefaya rağmen, siyaseti hatırlatan her şeyden uzak durur. Onun derdi sadece milletin imanını selamette