Agorafobi (meydan korkusu)

Meydanlar; toplumun nabzını tutan, heyecanlandıran, iktidara yanlışını haykıran, tahtın sultan Süleyman'a kalmadığını hatırlatan, yeniden umut olup, kısaca "söz milletindir" diyen demokrasi "agora"sıdır.Ancak bugünkü iktidar; söyleyecek sözü kalmadığından, epeydir halkın içine çıkamayan, meydanlara inemeyen, muhalefetin sorularına cevap yerine saldırganlaşan hakaret ve galiz küfürler eden bir tükenmişlik sendromunda. Buna "agorafobisi" yani meydan korkusu deniliyor. Bu yüzdendir ki, halkın içine çıkan, meydanlara inen, ve millete umut olmaya çabalayan muhalefetin meydanlara inmesini sokağa çıkmak, anarşi diye millete şikâyet ediliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin il başkanları toplantısında: "Her fırsatta utanmadan, sıkılmadan sokaklara döküleceklermiş, meydanlara döküleceklermiş. Ya siz 15 Temmuz'u görmediniz mi Nereye dökülürseniz dökülün. 15 Temmuz'da o sokağa dökülenlere bu millet nasıl dersini verdiyse siz de dökülün siz de aynı dersi öyle alırsınız. Cumhur İttifakı olarak hepinizi önümüze katarız ve gideceğiniz yere kadar kovalarız" dedi. 15 Temmuz ne alâka Diyebiliriz, ancak kafada o korkutmayla OHAL ve KHK'lı bir baskı anlayışı var ki, meydanı şark kurnazlığıyla sokağa iltibas ederek terörize etmek. Hâlbuki meydan demokrasisi 15 Temmuz'lar bir daha olmasın diye değil mi Meselenin muhalefetsiz bir rejim olduğu açık. Zaten 16 Nisan'la o yollar döşenmişti, ancak hesap edilmeyen muhalefetin Millet İttifakı (voltranı) kurması bütün dengeleri alt üst ettiği gibi, iktidarın da dengesinipsikolojisini alt üst etti. Bu yüzden tahtını alacak olan muhalefetin önüne bariyerler kuruyor, yarışçıları ayağından vuran bir atlet gibi tek başına ipi göğüslemek istiyorlar. Atar yapmaları bu yüzden... YOLLAR YÜRÜMEKLE AŞINMAZ Koalisyonlar ve çok seslilik dönemlerindeki bazı eksiklikleri nazara vererek geçmiş yok sayılırken, tek adam rejiminin gelmesi için ne diller dökmüşlerdi. İşte beğenmedikleri o günlerden... 68 kuşağı hareketleri başladığında o günkü Başbakan Demirel'e "yürüyorlar" dediklerinde "yollar yürümekle aşınmaz" demiş, o konjonktürde kimse Demirel'i anlamamıştı. O günün keskin ve Demirel düşmanı solcuları bile bu gün rahmetliyi anlar ve arar hâle geldilerse, memlekette hür zeminler dahil, çok şey kaybedildiği için. Elbette sokak hareketlerini, anarşiyi ve etrafa zarar verip kolluk kuvvetlerine isyan, emniyeti bozacak tutum ve davranışları ne bizler ne de aklı başında kimse tasvip etmez. Zira Demirel'in kastı bu değildi. Bizatihi kendisi o yasakların en koyu karanlıklarında topluma fener olup, meydanları doldurarak diğer liderlerin de yasaklarını milletle beraber kaldıran bir demokrasi kahramanıydı. "Konuşan Türkiye" istiyordu ki, işte tam da bu günlerde hasretini çektiğimiz bir liderdi o... O yüzden ona "baba", o yüzden demokrat