İçişleri Bakanı Süleyman Soylu; "Muhalefet kazanırsa sandık darbesi olur" demişti, kimse kazanamadı, ama Soylu'nun o sözü seçim sonuçlarından sonra daha bir mânidar hâle geldi.Görünürde bir darbe yok ya da seçimi tanımama refleksi de yok. İçine sinmese de 2. tura kaldığı için kabullenmiş görüntüsü veriyor herkes. 14 Mayıs seçimleri türlü iddia ve manipülasyonlarıyla geride kaldı. Ancak, CB seçimleri ikinci tura kaldığından maç 0-0 denilerek yeniden start aldı. 6'lı Masa'nın toplandığı günden bu yana hem milletvekili hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerini alacağı kanaatleri araştırma şirketlerine de yansıyordu. Yeni seçim kanunuyla sağ tabana oturmuş dört partinin CHP listelerinden seçime gireceği dolaysıyla milletvekili artışı bekleniyordu. CHP'nin en kötü zamanlarda kemikleşmiş bir yüzde 25 oyuna, bu partilerin oyları yüzde 5 eklendiğinde 3032'leri bulacağı hesaplanıyordu. CHP yüzde 25, ittifak partileri 5, İYİ Parti 1113, meclis için yüzde 43, cumhurbaşkanlığı içinse Emek ve Özgürlük İttifakı eklenerek yüzde 55-57'ler beklentisi kimseyi şaşırtmazdı, ki anketler de onu gösteriyordu. Neticede; CHP yüzde 25,33, İYİ Parti 9,68, Emek ve Özgürlük ittifakı 8,82, TİP 1,73 oy aldı, ki hesaplar ters yüz oldu. Cumhur İttifakı ise; devlet imkânları tepe tepe kullanarak, muhalefet partilerine iftira, yalan propagandalarla kampanya yürüttü. Bahçeli de grup kürsülerinde atarlanmaktan, dert yanan depremzedeye "indirin bunu" gibi ifadelerden başka hiç bir icraatı olmadan çok rahat bir şekilde köşklerde geçirdi. Anketlerde yüzde 67 bandında gösterilmesine rağmen sandıkta; MHP yüzde 10.08, YRP 2.81, BBP 0.98, AKP 35.63, toplamda 49.40 oy aldılar. Memleketin içinde bulunduğu ekonomik şartlar ve depremde gösterilmeyen devletin şefkat eli, satılan çadırlar, kan ve konserveler, ordunun ilk anda sahaya sürülmemesi, yalan ve iftira kampanyalarına rağmen yüzde 27'lere kadar inen AKP oylarının yüzde 35'e çıkması... Anadolu Ajansı'nın her zaman olduğu gibi Erdoğan'ı yüzde 60'lardan