Okan Müderrisoğlu

Sabah

Putin-Erdoğan... Türkiye-Suriye...

Takdir edileceği gibi bugünlerde yapılan değerlendirmelerin büyük bölümü Suriye üzerine. 13 yıl 8 ay süren iç savaşın ardından Esad'ın ülkesini terk etmesi, Rus ve İran güçlerinin bölgeden çekilmesi, Suriye'deki yeni yönetimin umut vaat eden ilk açıklamaları elbette ilgi uyandırıyor. Tabii meseleye stratejik açıdan bakanlar, Suriye'nin iç istikrarı

Kuzey Suriye'de çökmüştü, aynı yerden ayağa kalkar mı

Kim ne derse desin Suriye'de, Türkiye için öncelikli ve önemli "iki konu" var. 1- YPGPYD terör yapılanmasının tasfiyesi. 2- Yeni yönetime bir şans tanınması. Yani, balayı günleri geçtikten sonra ortaya çıkabilecek yönetsel sorunların en az maliyetle aşılması. Devlet hizmetlerinin sürdürülebilmesi, hissedilir belediyecilik faaliyetlerinin başlaması.

Suriye üzerine kritik notlar

Dosyanın çok boyutlu olması, bir dizi belirsizlik içermesi, küresel aktörlerin yanında içerideki işbirlikçilerini de bağlayan detaylar taşıması Suriye konusu üzerinde durmayı gerekli kılıyor. Her şeyden önce... TBMM Genel Kurulu'ndaki 2025 yılı bütçe müzakerelerini yakından izleyenler dikkat çekici gözlemlerde bulunabiliyorlar. Örneğin, Irak ve Sur

Milli Savunma Bakanı Güler'den Suriye mesajı: Terör örgütü tasfiye edilecek

Suriye'de ortaya çıkan gerçekliği herkesin kabullenmek zorunda olduğunu söyleyen Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "PKKYPG terör örgütü er ya da geç tasfiye edilecek . Suriye dışından gelen örgüt mensupları Suriye'yi terk edecek. Suriyeli olanlar silah bırakacak" dedi Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, yıllık değerlendirme toplantısında bir araya ge

DEAŞ, El Hol Kampı ve Türkiye'nin oyunu bozan hamlesi

Her şey ABD'nin, "cihat" kavramını yorumlama yanlışı ile başladı. Sünni İslam'ı, "cihadist" olarak niteleyen Amerikalılar, sözde protestan İslâm (!) diye yorumladıkları Şia'ya özellikle Irak'ta geniş alan açtı. 1. ve 2. Körfez savaşları yüzünden sosyoekonomik sorunlarla boğuşan Irak, Şii Başbakan Nuri el Maliki döneminde devlet kadrolarından tüm Sü

CENTCOM, Blinken-Fidan, YPG ve Türkiye'nin duruşu!

Suriye sahasındaki hızlı gelişmeler, Esad rejiminin devrilmesi, küresel ve bölgesel aktörler bakımından ezber bozucu sonuçlara yol açtı. İç savaşın başından beri Suriye'nin toprak bütünlüğünü, siyasi egemenliğini, kapsayıcı ve kuşatıcı anayasa yazımını, sığınmacıların güvenli, gönüllü, onurlu şekilde ülkelerine dönüşünü savunan Türkiye açısından ön

Bosna, Irak, Mısır, Afganistan tecrübeleri ışığında Suriye...

Gizemli unsurları muhakkak var. Ama Suriye'de son iki haftada yaşananlar Türkiye açısından, "tarihin doğru tarafında durma kararlılığı, sabır ve güçlü iradenin" belirgin sonucudur. Elbette küresel dengelerin de güncel şartlara denk düştüğü bir gerçek. Rusya, Batı bloku ile kavgası ve Ukrayna savaşındaki hataları nedeniyle öylesine enerji kaybetti k

Başın düşerse dara Tayyip Erdoğan'ı ara

Bugün Suriye sahasında olup biteni anlamak, çok bilinmeyenli ve çok değişkenli denklemi çözmek gibi bir şey. Süreç okumak için geliştirilen her türlü şablon 24 saat geçmeden anlamını yitiriyor. Bu nedenle, olaylara Türkiye merkezli bakmak ama aynı zamanda sahadaki aktörlerin oyun planlarını okumaya çalışmak en doğrusu. Ülkelerin pozisyonlarını anal

Kamu bankalarını yıpratmanın dayanılmaz hafifliği!

Önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (Ekrem İmamoğlu) topa girdi. Belediyelerin SGK borçları ve icra işlemlerine tepkisini dile getirirken SGK ile başladı, kamu bankalarına dair afaki iddialarla bitirdi. Ardından İP Genel Başkanı (Müsavat Dervişoğlu) aynı kulvarda boy gösterdi. Genel ekonomi eleştirisi yaparken, kamu bankalarının zarar ettiğin

Suriye'de dengeler değişirken Ankara duruşu!

Kabul... ABD, geçiş döneminde ve belirsizlikler hâkim. Rusya, Ukrayna savaşı nedeniyle yıpranmış olmanın yanında ABD-Avrupa bloku ile örtülü çatışmanın içinde. İran derseniz, İsrail-ABD kuşatması altında bunalmış vaziyette, üstelik paramiliter vekil güçleri de ağır yaralı. Çin'in, sessiz ve derinden giderek, ucuz iş gücü sunduğu ülkelerin teknoloji