Bediüzzaman'ın vasiyeti ve önemi

Vasiyet İslâmiyette delillerle sabit olmuş bir hakikattir.Bu konuyu yazmama sebep olan sabah birlikte Risale-i Nur okuduğumuz kardeşlerimize başımdan geçen bir önemli olay anlatınca; vasiyet hakkında bir yazı yazmak vacip oldu demeleridir. Kısaca olayı anlatıp, Bediüzzaman Said Nursi'nin yazdığı vasiyeti ve bu sünnete verdiği önemi hatırlatmaya çalışalım. 1984'de İstanbul'da bir lisede kırk gün Amerikalı dil uzmanlarıyla farklı illerden gelen İngilizce öğretmenleriyle bir seminerdeydik. Amerika'nın meşhur edebiyat profesörlerinden Philip Brooks, bir gün gruba; konu başlığı olarak, "THE WILL" yani VASİYETNAMEYİ verip gelecek derse konuyu çalışıp gelmemizi istemişti. Ezberci eğitimin kurbanları olan bizler, -işin özünden uzak- alışkanlıkla konuyu birkaç defa okumuş ve soruları cevaplandırmış olarak sınıfa gelmiştik. Ertesi hafta Profesör Philip Brooks derse girince; hiç kitabı açmadan, sınıfa şu soruları sormaya başlamıştı: Vasiyetname kanununuzda var mı Biz "YES", evet dedik. Dinimizde var mı Evet! dedik. Gelenek ve göreneklerinizde var mı Evet! dedik. Sınıftaki yirmialtı kişiden yarısından fazlasının evli olduğunu da tespit ettikten sonra nihayet can alıcı soruyu sordu: Kimler buraya gelmeden önce vasiyetnamesini yazdı Kimseden müspet cevap gelmeyince elindeki kitabı şiddetle masaya vurup "WHY!" Niçin! diye öyle bir sinirlendi ki hepimiz şoktaydık! Devam etti; Are you stupid Are you foolish Siz aptal mısınız Siz manyak mısınız Ben sizin bu milletinizi, toplumuzu anlamakta zorlanıyorum! Vasiyet etmek kanunumuzda, dininizde, geleneğinizde var! Ama sizin hayatınızda tatbikatınızda yok! Bu hadise benim hayatımda unutamayacağım bir ibret dersi olmuştu! Neden Çünkü Nur Cemaatiyle tanışmam 1970 yılındaydı. Defalarca Risale-i Nur külliyatını bitirmiş biri olarak, ondört sene geçmesine rağmen bu konuyu gündemime almamıştım. Vasiyet, İslâmda ve resmiyette geçerli bir hakikatti. Bediüzzaman'nın yazılı tatbikatı vardı: "Ecel gizli olmasından, vasiyetname yazmak sünnettir. Emr-i Hak olan ecelim geldiği zaman, benim arkamda o metrukatım, benim bedelime o sadık ve mübarek ellerde hizmet-i nuriye ve imaniyede çalışsın ve istimal edilsin. (EMİRDAĞ L., MEK. NO: 80) "Benim vefatımdan sonra, benim emaneten elimde bulunan Risale-i Nur sermayesi, hem mu'cizâtlı Kur'ânımızı tab ettirmek için Eskişehir'de muhafaza edilen sermaye, o Kur'ân'ın tevafukla ve fotoğrafla tab'ına ait." (EMİRDAĞ L., MEK. NO: 357) "Umum dostlarıma ve Nur kardeşlerime bu vasiyeti ilân ediyorum: Ben şahsım itibarıyla