İslamî hakikatler çözümler ve insanlar

Dinin hükümleri çerçevesinde "haram ve helal" zaman ve zemine göre değişmeyen ahkâmlardır. İstisna hükümlerin özel makamı saklıdır.

Bu hükümleri gölgelemeye yönelik farklı insanlardan çıkan nevzuhur görüşlerin bir kıymeti yoktur. Masumların kafasını karıştırmaya çalışanlara fırsat vermemek lazım. Tahripçilerin, anarşist ruhlu bu cereyan sahipleri bilhassa gençlerimizi hedef alıyorlar. Peşin hüküm, cehalet, kötü niyet mahsulü olan bu tür, inat, garaz duygularına karşı dikkatli olmak gerek!

Saadet kaynağımız "meşverete" bağlı kalmak! Cemaat ve toplum hayatının esasını teşkil eden adalet, hak, hukuk için olmazsa olmaz şart! İhlâs, sadakat, tesanüt, kardeşlik, istikamet, muhabbet!

Doğruların fark edilmesi: "Müştebih, ağaçları gösteren semereleridir." (Münazarat) hakikatıdır. Yani, "Birbirine benzeyen ağaçları ayırt edecek tek şey onların meyveleridir."

Hakperest, makul, mantıklı ve akılcı bir değerlendirme olan: "Herhangi bir şahsı, cemaati, olayı ve faaliyeti değerlendirmedeki kıstas ve ölçü; tarafgirlik, hissi davranma ve kayırma değil; "Nokta-i nazar, hükûmetin hasenâtı, seyyiâtına tereccühüdür. Yoksa seyyiesiz hükûmet muhal-i âdidir. Ben öyle adamlara anarşist nazarıyla bakıyorum." (age)

Yani: Bir şahıs, olay, faaliyet vs. değerlendirmede ölçü: kemmiyeten veya keyfiyeten hangisi fazlaysa, fazla olana göre karar vermek! Aleyhte olmamaktır. Aksi halde "hatasız ve günahsız" insan, hizmet, iş aramak boştur! Bu çok önemli ölçülerin aksine değerlendirmeler hükümsüzdür. Aksi de "anarşistliktir!"

"İslâmiyet'in faziletleriyle ziynetlenmeyen bir kalpten hakiki hamiyet, sadakat ve adalet beklenemeyeceği!" açık ve nettir. Liyakat, maharet ile fazilet ve manevi ağırlığın farkını anlayamayan kafa yapısıyla uzlaşmak kolay değildir. Bu hakikatleri hazmetmek derin okuyuş ve araştırmaları gerektirir. Hastalık ve derdin teşhisiyle, netice almak daha kolaydır ve hayatı yaşanır kılar.

Problem oluşmadan meşverete müracaat, problem oluşmuşsa çözüme odaklanmak, sıkışan buharın bir yol bulup çıkamadığı zaman deprem meydana getireceği gerçeğiyle yüzleşmek, "halı altına süpürülen olayların" muhataplarını zamanla sıkboğaz edeceğini idrak edebilmek bir ferasettir.

Bazan hayırdan şer; bazan da şerden hayır doğacağını, insana çok şerli gibi görünen olaylarına arkasında çok hayırların olduğunu Kur'an örneklerle derse veriyor. Bu Semavî ihtar ve derslerin hizmetlere yol haritası olduğu tefekkürüne ulaşmak ne kadar hoş ve ruhu, kalbi, aklı, hisleri teskin edicidir.