'Türkiye'nin ruhunu arayan adam'ın dış politikası

'Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'nde bu yılki vefa ödülü, 'yakın tarihin edebiyat ve fikir dünyasını en çok etkileyen isimlerden biri' olarak Kemal Tahir'e verildiİtiraf edeyim, Kemal Tahir'in uzun süredir hem ihmal edildiğini hem-hadi unutulduğunu demeyeyim-daha az hatırlandığını düşünüyordum. Özellikle de 'okuma pusulasının manyetiği' sunidijital kutuplara kaymış genç kuşaklar tarafından. Oysa Türkiye'nin son 20, özellikle de 2015'ten günümüze gelen yılları için onun edebi-politik formasyonundan zihin mühimmatları üretmek çok katkı yapardıNitekim Cumhurbaşkanı, "Hakikati arama konusundaki merakı, cesareti, gayreti ve azmiyle pek çok aydınımıza ilham kaynağı olmuştur. Yaşadığı dönemde Osmanlı'yla, Cumhuriyet Türkiye'siyle, Anadolu'yla, toplumla ve siyasetle ilgili ezber bozan yaklaşımlarını bedel ödemekten çekinmeyerek ortaya koymuştur. 'Türkiye'nin ruhunu arayan adam' denilecek derecede derinlikli çalışmalarıyla bugün de yararlandığımız pek çok tahlile imza atmıştır" diyerek yazarı taltif etti.."Günümüzde de küresel sistemi yönetenlerin en güçlü silahlarının müziğiyle, sinemasıyla, edebiyatıyla, modasıyla kültür araçları olduğu açık bir gerçektir. 'Yumuşak güç' diye tarif ettiğimiz bu araçlar yeri geldiğinde askeri-teknolojik-finansal güçten çok daha etkili operasyon vasıtalarına dönüşmektedir"Esasen, Kemal Tahir'i keşfetmek, 'anlayarak okumak' için uzun tahlillere gerek yok. Neticede Tahir'i hatırlamak, bugüne mirasının entelektüel, edebi fikrî gücünü tam da zamanında yanımıza almak, nihayet vefa göstermek için ödül yerinde. Ama başka kısa yolları da vardı; mesela 'Nobel sahibi' Orhan Pamuk'un Tahir'e hangi gözle baktığını hatırlayalım kâfidir. Gerçi romancılığına laf edemiyor ama 'duruşundan', 'Doğu ile Batı'yı kavrayışından', bu bağlamda siyasi tarihi tuttuğu yerden rahatsızlığı var. Son kitabının tanıtım videolarında da bunu açıkça-neye lazımsa!-konu etmişti. Kimin kimi eleştirdiği, şartları zaten anlatıyor Her neyse 'Esir Şehir Üçlemesi' ciltlerinden ve 'Kurt Kanunu'ndan, bazıları kendi bazıları karakterlerinin ağzından rastgele seçerek, yer yettiğince 'ezber bozanı' yâd edelim"Kâmil Bey, yüreğinin derinliklerinde uyanan tedirginlikle gözlerini kıstı. Fransız'ın yüzünü seçmeye çalıştı. Bütün Batılılar, hain oldukları için mi bu kadar katı gerçekçiydiler, yoksa bu kadar çiğ gerçekçi olduklarından mı bir yerde, ister istemez hain, kaba, bencildiler""İngiliz subayı, bir Türk'ü bir Türk'e anlatmada hiç zorluk duymadan sözünü sürdürüyordu. 'Büyük güçtür, eski başbuğların yerine yeni başbuğları koyabilmek Yeni başbuğlardan emir almak, bunları hiç duraklamadan uygulamak Emri kimin verdiğine değil, emrin ne dediğine bakmaktan gelir bu olgunluk Bir milletin yaşamak gücü bence bu özelliktir. Ancak böyle özelliği olan toplumlar, en ölü sanıldıkları sıralarda kalkıp dikilirler İşte size güvenle söylüyorum. Anadolu'nun tepkisi bizim Loyit Corc gibi, Amerika'nın Vilson'unu, Fransa'nın Klemanso'sunu, İtalya'nın Orlando'sunu da yüzlerce danışmanlarıyla beraber şaşırtacaktır. Savaştan sonra, galip devletlerin bu ünlü diplomatlarca kurulduğu sanılan düzeni siz altüst edeceksiniz!""Bir milletin dış düşmanlarla çarpışması bazı işleri kolaylaştırıyor. Toplumun her katından insanlar bir araya geliyorlar. İç kötülüklerle uğraşırken durum böyle değil" (Tahir bugün yaşasaydı, dış düşmanlarla mücadele ederken de toplumun her katından insanların bir araya gelmediğini görecekti.)"Batılılaşmaya