'Statü'

Akıl kendisinin mi sanmıyorum ama.. Pazartesi günü ABD, bizzat Başkan Biden'ın ağzından Katar'a, 'NATO üyesi olmayan önemli müttefik' statüsü verileceğini açıkladıÖnemli miMeseleyi neresinden tuttuğunuza bağlıWashington bir ülkeye 'statü' verdiğinde veya onunla ilişkisinin tarifini yeni kelimelerle yaptığında, o başkentten veya bölgeden beklentilerinde değişiklik olduğunu anlarızHer taltif iyi anlamına gelmez. NATO üyesi olduğumuzdan günümüze Washington'da hangi şaşaalı kelimelerle anıldığımız anımsadığında.. Bir de o günden beri başımıza ne dertler sarıldığı düşünüldüğünde mesele anlaşılırYine de.. Dost ülke Katar özelinde ve bölgeselküresel şartlar genelinde bu hediye olumlu şartlar doğurabilirBaşkan Biden bu açıklamayı, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed al Sani ile baş başa görüşmesi öncesinde gazetecilere yaptı. İki ülkenin yarım asırlık hukuku bulunduğundan bahisle, 'Körfez ve Orta Doğu'nun güvenliği' üzerine konuşacaklarını vurguladıDemek 'statü değişikliğinin' coğrafi izdüşümleri buralarda aranacak. Gelgelelim bu harita eski harita değil. Hem köklü değişim geçiriyor hem eski ilişkileri daha kırılgan. Yeni ilişkileri içinde Batı için risk barındıran unsurlar var. Zaten eskisi gibi olsa, 'statü' olmazdıKonuyla hobi olarak ilgilenenler dahi, ABD-Katar ilişkisinin olası işbirliği alanlarını kolaylıkla tarif edebilirler; mesela bu ülkede büyük bir Amerikan üssü bulunuyor ve bölgeye hâkim bir askeri pozisyon bu.İkincisi İran. Katar'ın İran ile ilişkileri diğer Körfez ülkelerine kıyasla daha iyi. Daha beş gün evvel Dışişleri Bakanı Tahran'daydı! Zaten, S. Arabistan ve BAE'nin bu ülkeyle arasının bozulmasının sebeplerinden biri buydu. Üstelik İran'la yürütülen nükleer müzakerelerde kritik bir aşamaya geliniyor. Bir ay içinde somut adım atılmazsa ABD'nin anlaşmaya dönme süreci kesilecek. Şimdi gelen 'statü' kararı aynı zamanda hem İsrail'e hem İran'a verilen mesajlar taşıyorÜçüncüsü, ticari ilişkiler. Katar'ın ABD'ye verdiği işler on milyarlarca dolarlık ekonomi oluşturuyor. 20 milyar dolarlık Boeing anlaşması da bunlardan biri. Zaten Biden bu konuya açıkça gönderme yaptı.Dördüncüsü en önemlisi'Küresel enerji kaynaklarının istikrarı'!..Enerji başlığı hem Körfez'i hem Katar'ı sadece ikili ilişkiler veya bölge dinamiklerinde değil, 'büyük harita'da da stratejik dişli haline getiriyorİki boyut açabiliriz; bir, Rusya-Batı arasında yaşanan ve savaşa evrilmesi tehlikesi bulunan çekişmenin eksik halkalarından birini Batı lehine tamamlama imkânına sahip Katar. İki, sahip olduğu enerji kaynaklarının önemli bölümünü şu an 'Doğu'ya aktarıyorYani, Atlantik ittifakının 'salınan' ortağı Avrupa'nın Rusya'ya bağımlılığını sonlandıracak, en azından elini bollaştıracak kaynağa sahip. Bu yüzden başta Amerika birçok Avrupa ülkesi kimde doğalgaz varsa kapısını çalıyorBu hesaplaşma Avrupa'da yaşanırken, esas hesaplaşmanın adresi Pasifik-Çin'in de enerji yollarının kesilmesi, en azından daraltılması yolunda önemli bir oyuncuya dönüşüyor KatarBir de Katar-Türkiye ilişkileri varSıra dışı, samimi ve başarılı bir ilişki. Katar'ın stratejik değerinin yükselmesi bize de avantaj getirir. Muhalefete bakarsanız-ki şart değil-Katar ve Türkiye'nin ilişkisi basit maddi alışveriş aklına yaslanıyor.Özellikle dış politika ve ulusal güvenlik konularında bu denli sığ akılların bir de ülkeyi yönetmeleri durumunda ne cevherler yumurtlayacaklarını düşünmek korkutucu.'Küre Koalisyonu' zamanında Körfez ülkelerinin Katar'a yönelik girişimleri, ki bunların