Sıra dışı bir grup konuşmasının anatomisi

25 Ekim'de TBMM Grup Toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı konuşma, olağanüstü dönemden geçen, yüksek potansiyel tehlikeler barındıran bölgemizdeki 'duruşumuzu' kavramak adına incelikli bakışı hak ediyorİsrail meselesi ve Gazze Krizi nedeniyle ortaya çıkan vahim tablo,-küresel aktörler de dâhil-her şeyi içine çeken kara deliğe dönüşmeden Ankara'nın kendisini sağlam 'kaide'ye oturtmasının işaretlerini anlamalıyız7 sayfayı aşan metnin ne kadar sıkı dokunduğunu tespitle birlikte, satırlarından çok aralarını deşifre edecek fihrist gerekiyorTürkiye'nin konuyu kavradığı yer tam olarak "insanlık adına"dır. Üstelik bu dil, 'taraflara itidal tavsiyelerinin' üzerinde ve dışında dünyadaki tek dildir!En önemlisi ve maalesef en ıskalananı, 100'üncü yılında bulunduğumuz Cumhuriyet'in 'temel karakterini' vurgulamasıdırO ZAMAN YANMADIK, ŞİMDİ DE YANMAYACAĞIZ"Davos'ta o gün benimle olan iki arkadaş da arkamdan geliyorlar. Ne diyorlar biliyor musunuz, 'işte şimdi yandık'. Ne oldu Yandık mı"Cumhurbaşkanı'nın 'one minute' vakasına atıf yaparak anlattığı bu anekdot, şimdi de aktif politikanın içinde bulunan iki siyasiye göndermeden fazlasını içeriyorBirincisi, "bu sefer de yanmayacağız" mesajıdır ve değişen küresel konjonktüre yaslanıyor. İkinci mesaj, son dönemde sık duyulan, Türkiye'nin ekonomik sıkıntılarını aşma yolunda Batı'yla ilişkilerini derleme adımlarının bu türden çıkışları daraltacağına yönelik okumalara hatta temennileredir Bu manada "işte şimdi yandık" olayının hatırlatılması, "ahval ve şeraiti düşünmeyiz" ruhunu da içeriyorABD VE İSRAİL'İN 'KISIK' SESLİ İTİRAZLARISert bir konuşmanın geleceği tahmin ediliyordu, işaretleri vardıDışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Ortadoğu'yu da içine katarak, "belki kalıcı bir kopuşun arifesindeyiz", grup konuşmasının hemen evvelinde, "tam bir dönüm noktasındayız" ifadeleri, İsveç'in NATO üyeliğinin TBMM'ye gönderilmesi, Tahran'da gerçekleşen 33 zirvesi, yani Gazze dramı ile paralel yürüyen olay ve açıklamalar bu konuşmaya yer açıyorduABD ve İsrail'in bu konuşmaya verdiği yanıtları da düşünmeliyiz. Bizim medyanın anlık gelişmeleri köpürtmeye meyyal ruh halinden sıyrılabilirseniz, her iki ülkeden gelen ses "kısıktır"! Bunu da not etmeliyizKRİZ YÜKSELİR VE YAYILIRSA HANGİ KOLTUKLAR DÜŞERTürkiye'nin rahatsızlığını artıran olası tehditlerin bir tanesi de, bu denli kaba kuvvete dayanan ve her türlü insanî hassasiyete körleşen İsrail-ABD-İngiltere duruşunun, bölgede daha büyük dalgalar yaratma olasılığıdırBöylesi durumda, Suriye, Ürdün, Mısır, Lübnan, Filistin başta olmak üzere, İsrail de dâhil liderliklerinde düşüşler yaşanabileceği, hepsinde olmasa da ülkelerinde de-facto bozulmalar yaşanabileceği kaygısı ile sonrasının hesaplanmasında zorluklar üretecek, her biri Türkiye için de ulusal güvenlik hassasiyetleri yaratabilecek savrulmaların ortaya çıkma ihtimalidir.Keza, bölgenin tamamında artan askeri yığılmalar da, Yunanistan, Kıbrıs, Irak, Suriye, Akdeniz gibi Türkiye'yi çevreleyen kuşağa bindirildiğinden, Ankara'yı rahatsız etmektedirHAÇ-HİLAL, DOĞU-BATI MEVZİLERİKrizle birlikte Türk resmi ağızlarından daha sık duyulan, merkezi ABD'deki 'dini mahfil' göndermeleri de, Tel Aviv ve Washington merkezli "kıyamet" senaryolarının bu denli sahaya yansıyor olması