İsveç'in NATO üyeliğinin TBMM'ye şimdi getirilmesinin anlamı

Bir, Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğini TBMM'ye sevk etmesi, NATO'ya-ve ilgili devletlere-verdiği sözün gereği. Ankara'nın verdiği söz tarih de içeriyordu; 'Meclis açıldıktan sonra'. Yani buraya kadar sorun yokİki, ancak zamanlaması artık farklı bir uluslararası iklimin etkisi altındadır. Gazze krizi Türk kamuoyunun Batı ile ilişkilere zaten parlak olmayan bakışını daha da keskinleştirdi. Bu ortamda ve 'şu an' TBMM Genel Kurulu'nun önüne gelse, onay çıkması zor görünüyorÜç, ancak milletvekillerinin önüne hemen gelmeyeceği düşünülebilir. Komisyonda veveya TBMM bürokrasisinde bekletilme süreci, ABD ve NATO'nun düşünme sürecini teşvik edecektir. Bu durum, Ankara'nın beklentilerini karşılayabilir, mesela F-16'ların verilmesini sağlayabilir mi Dört, Batı'nın buna kapı açacak adımları atacağına ilişkin ciddi şüpheler bulunduğu gibi, verilmesi halinde dahi "almanın" iyi fikir olmadığını savunan düşünceler de ortadadır. Beş, esasen, Türkiye'nin talepleri karşılansın veya karşılanmasın İsveç üyeliğinin onaylanmasına karşı olanlar da mevcuttur. İsveç'in üyeliğini onaylayandestekleyen partilerin-yerel seçimler yaklaşırken-bir siyasi faturayla karşılaşabileceği de tahmin edilebilir. Altı, hızla Genel Kurul'a getirilip reddedilmesi ihtimalini de değerlendirmek gerekir. Bu halde, Türkiye-Batı ilişkilerinde bir çizginin geçildiğine ilişkin kanaat haklılık kazanacak, somut olarak vücut bulacaktır. Yedi, herhalde Türkiye'nin bu adımı şimdi atması, masaya yeni ve güçlü bir kozu, konjonktürel gerçekliği de arkasına alarak açtığı anlamına geliyor. Türkiye gibi bir müttefiki kaybetme ihtimali ABD Başkanlık seçimleriyle de buluşacaktır. Sekiz, bu bağlamda, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın, " belki kalıcı bir kopuşun da arifesindeyiz" sözünü de hatırlamak gerekiyor.Dokuz, sonuç olarak anlaşılması gereken Türkiye'nin kararı Meclis'e sevk ederken ne düşündüğüdür. Belli ki Ankara, şu anki bölgesel ve küresel şartların, İsveç'in üyeliğine ilişkin karara kadar -belki sonrasında da-ABDNATO'nun vereceği yanıtın en fazla ne olabileceği konusunda bir hesap yapmış.On, Gazze krizindeki İsrail tutumu, sadece ABD'yi değil, Batı'yı bütün olarak dibe çekiyor. Haliyle Ankara-Washington ilişkilerine de yansımaları olacak.AYNI SIRALARDA TAHRANİran ve ABD'nin bu işin 'dallanıp budaklanmaması' konusunda bir yaklaşım benzerliği gösterdiğine ilişkin bir hafta öncesine ait notlarımızın ardından cevval Türk medyası da aynı çizgiye gelmiş durumdaŞimdi, bıçak sırtı gelişmelerin içinde olsak da, Tahran'da gerçekleşen bir toplantıya yeterli dikkati toplamak gerekiyor33 olarak tarif edilen, fiiliyatta 5'li buluşmada, Türkiye-Azerbaycan-İran-Rusya-Ermenistan bir araya geldiler. Gürcistan katılmayacağını açıklamasına rağmen bu küme tarafından siyaseten dışlanmıyor!Dışişleri Bakanı Fidan Ermeni mevkidaşı ile toplantı yaparken, Türkiye-Azerbaycan askeri tatbikatı gerçekleşiyordu ve Savunma Bakanı Yaşar Güler'in uçağı da Bakü'ye iniyorduBu hattın tamamlanması Kafkaslar'da net bir çizgi, 'kontrollü geçit' oluşturacak. Batı'nın bu gelişmeden rahatsızlığı inanılmaz. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov toplantı ertesinde, "her şey yolunda, Erivan-Bakü anlaşması imzalanmak üzere" mealinde konuşurken, Batı medyası, iki ülke arasında yeni bir savaş ihtimalinin kuvvetlendiğini küresel kamuoyuna pompalıyorduHat Ortadoğu'yla rabıtalıdır. Çin'in savaş gemileriyle de ilişiktir. Aylar sürse de Gazze savaşının siyasi sonuçları kesinleştiğinde önümüzde nasıl bir panoramanın açıldığını daha net göreceğiz'DURUM ODASI': O SIRALARDA WASHİNGTONBaşkan Biden'ın ekonomiyle ilgili bir toplantı sırasında, "ayrılmam gerekiyor, ilgilenmem gereken bir konu var"