Irak hamlesinin ve Deyrizor'un cevabını Kerkük'te İngilizler mi verdi

ABD, tahıl koridorunun açılmasını ve dünyaya ulaştırılmasını samimiyetle istiyor muPutin'in Soçi'deki basın toplantısında, 'Batı bizi aldattı' itirafı aslında zayıflık göstergesi değil, tersine politik. Batı'nın, özünde ABD riyakârlığının altı bir daha çizilmiş oluyorABD'nin dolandırıcılığı konusunda Ankara ne düşünüyor olabilir Türkiye elbette bu ifadeleri kullanmaz ama 'Rusya'ya haklılık payı' verdiği ortada Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Yaptırımlar konusunda Batı yumuşamalı" mealindeki ifadesi, Amerikan dolandırıcılığının Türkçe'ye tercüme edilmemiş halidirEsasen, Rusya ve Kiev'in İstanbul'da barışa en yaklaştığı anların nasıl sabote edildiği konusu Ankara'nın bilgisi dâhilinde olduğundan, aleni açıklamalarla failleri işaret edildiğinden, binlerce genç insanın kanı ellerinde olanların dolandırıcılığına da şaşırılmamıştır herhalde.Sonuç olarak Soçi'deki basın toplantısına bakarak söylenebilir ki, Tahıl Koridoru hemen-şimdi yaşama dönmeyecek. Rusya'nın ne dediği belli, 'yükümlülüklerini yerine getirsinler, hemen meseleyi çözelim'. Yani ümit var. Türkiye'nin de işin peşini bırakmayacağı anlaşılıyor.GÜNEY'DE YAŞANANLAR SOÇİ'DEN ÖNEMLİ"Soçi'den ne çıktı"yı anlamaya çalışırken, konuyu hangi kaidenin üzerine oturtacağımıza karar vermemiz gerekiyor. İki ülke ilişkileri açısından mı, bölgesel dengeler açısından mı yoksa küresel zemine iliştirerek miİki ülkenin alış-verişini kendi para birimleriyle, dolar ve euro dışında yapmak konusu da masadaydı ve bu küresel zeminin parçasıdır. Bu da bizi kısa süre önce yapılan BRICS zirvesinin çıktılarına, bu ay içinde yapılacak G20'den neler çıkacağına getirir. Soçi, Doğu-Batı tartışmasının parçası, anti-dolarizasyon arayışının fonksiyonu oluverir.Ukrayna üzerinden de aynı adrese varabiliriz. Karadeniz, Gürcistan, Balkanlar, Hazar, Ermenistan, Afrika, Körfez dinamikleriyle hızlıca buluşuverir ve yine önümüze "Araf haritası" açılıverir.Bölgesel olarak da ele alabilirsiniz; basın toplantısında ne söylendiğine bakarken, nelerin söylenmediğini de görmek alışkanlık olmalı. Suriye meselesinin iki ülke açısından değeri ortadayken neredeyse hiç değinilmemesi dikkat hak etmiyor muBelli ki, baş başa görüşmelerin kapıları ardına bırakılması tercih edilmiş. Çünkü şu an Suriye ve Irak özelinde ama İran-İsrail-Körfez-ABD-Lübnan-Ürdün-Kafkaslar-Akdeniz genelinde yaşananlar a-ritmik bir sürecin yürüdüğünü gösteriyor ve bu anlamıyla Soçi'den daha önemliler!Batı'nın gözü bizde diye bizim gözümüzün nerede olduğunu unutamayız'ARAP AŞİRETLERİ' İSYANIDışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Irak gezisinin sıra dışılığı ortada. Irak ve Suriye'de eş zamanlı gelişen olaylar, Kerkük krizi, Deyrizor vakası, Şam'daki Esad karşıtı protestolar, vsAnkara, terör örgütü PKK'nın ve kim bilir ABD'nin de bölgede bir "el almaz"a yakalandığı olası şartları değerlendirmek istemiş olabilir. Bu da bizi her biri uzun tartışmalara sürükleyecek yeni sorulara yönlendirebilirMesela, bölgedeki gelişmeler Rusya-Türkiye-İran'ın ortak manevrası olabilir mi Veya tersine, Kerkük'ün şimdi masaya sürülmesi, Türkiye'yi ani ve dengesiz bir hareket yapmaya "teşvik için" olabilir mi Ya da, "yapmak istediğini görüyoruz, bu da bizim kartlarımızdan biri" denmiş olabilir mi Hem Bakan Fidan'ın Kerkük olayları hem Cumhurbaşkanı'nın Deyrizor bahsi içinde kullandıkları "katliam" sözcüğünü seçmeleri tesadüf müTürkiye'nin, Arap aşiretlerini evin gerçek sahibi olarak gördüğü, hak verdiği ve eylemlerini desteklediği ortada. PKK'ya ve ABD'ye yönelik bir isyan olarak değerlendiriyor. Kerkük'teki gelişmeler acaba Deyrizor'la bağlantılandırılıyor mu