Endamın yeter...

Sloganlarla inleyen stadyum bir anda sessizliğe bürünüyor. Türkiye'nin en büyük ikinci stadyumu NEF'i dolduran on binlerce insan, ışıkların kapatılmasıyla başlayan şarkıya gözyaşlarıyla eşlik ediyor: "Endamın yeter, gözlerin yeter Uğramasın sana, ne hüzün ne de keder..." Tam o sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın devasa büyüklükteki mütebessim bir portresi tribünlerde yükselmeye başlıyor. Portre hem gülümsüyor hem de alkışlıyor. Adeta bu sevgiye eşlik eden milyonları selamlıyor. İnsanların Erdoğan'a olan sevgisini kelimelerle anlatabilmek mümkün değil. Çeyrek asırdır girdiği tüm seçimleri kazanabilmesinin asıl sebebi bu sanırım. O herhangi bir siyasi parti lideri değil seçmenin gözünde. Üstelik sadece Türkiye'de değil, ezilen, sömürülen tüm coğrafyalarda bu tarifsiz sevgiyi gözlemleyebilmek mümkün. Kıraç'ın şarkısına eşlik eden binlerce insan devam ediyor: "Kalbim senden, senden vazgeçmeyecek Korkma, içimde aşkın hiç bitmeyecek Eğer istersen sonsuza dek sürecek." Seçimlere aylar kala muhalefetin henüz adayını dahi belirleyemediği, üstelik her hafta başka bir siyasi krizle birbirine düştüğü bir ortamda Erdoğan karşısındaki çaresizlikleri giderek derinleşiyor. Çünkü kendi kitlesiyle böylesi sevgi bağı kuran bir lideri mağlup edebilmeleri mümkün değil. Yurtdışı fonlarıyla beslenen basınla, yabancı ülkelerdeki lobi faaliyetleriyle ya da benzin istasyonlarındaki hamburger buluşmalarıyla siyaset yapmaya çalışanların anlayabileceği bir bağ değil bu. Ak Parti İstanbul Teşkilatı'nın düzenlediği "Büyük İstanbul Buluşması"nda en dikkat çekici şey işte buydu. Yüz yılda bile yapılamayacak büyük yatırımların 20 yıla sığdırıldığı bir başarı hikayesi değil, sadece bu stadyumda görülen şey. Şarkıda da söylendiği