İran'da ölen kim

Helikopterleri düştü mü, düşürüldü mü Aslında bu sorudan daha mühimi İran'da kimin ya da neyin öldüğüdür. İran Cumhurbaşkanı Reisi ve Dışişleri Bakanı Abdullahiyan'ın da içinde olduğu 9 kişinin feci şekilde ölmesinden daha vahimi, 3 bin yaşında bir devlet olduğunu iddia eden İran'ın kendi liderini, kendi topraklarında saatlerce bulamaması ve dünyadan yardım istemek zorunda kalması değil midir

Eğer Türkiye Akıncı İHA'sını göndermemiş olsaydı, İranlılar hala cumhurbaşkanlarının cenazelerini Verzigan'ın dağlarında arıyor olacaklardı. Oysa bizim henüz bir İHA'mız yok iken 2010'da Kerrar ismini verdiği İHA'sıyla İran dünyaya meydan okuyordu. İran'ın İsrail'e yaptığı tehditler gibi, havacılık teknolojisinin de "boş bir balon" olduğunu görmüş olduk. Ölen, kendi cumhurbaşkanını Şah devrinde ABD'den satın alınan 45 yaşındaki bir helikopterle götürmek zorunda kalan İran rejimidir.

İbrahim Reisi, gerçekte bir propaganda savaşının parçası olsa da, İran tarihinde İsrail'e karşı ilk defa füze saldırısı yapan bir liderdi. Ermeni diasporasının en çok etkili olduğu üç ülkeden birisi olan İran'ın cumhurbaşkanı olarak, Karabağ Savaşı'nda Ermenileri desteklediği için gerilim yaşadığı Azerbaycan'ı ziyaretinden dönerken öldü. Muhtemelen İran-Azerbaycan yakınlaşmasından en çok diasporadaki Ermeniler ve onların hamisi Fransa rahatsız olmuştur.

Eğer bu bir kaza değil suikast ise muhtemel zanlılar arasına İsrail ile birlikte Fransa da eklenmelidir. Elbette Reisi'yle sorun yaşayanlar sadece bu ülkeler değil. Sormaya devam edelim: İran'da kim öldü

Reisi, Humeyni devriminin ateşli bir savunucusu olarak tanındı. Devrim sırasında 19 yaşında bir medrese öğrencisiydi. Devrimden sonra tasfiye edilen savcı ve hakimlerden oluşan boşluğu kısa sürede dolduran mollalardan birisi oldu.

Henüz 21 yaşındayken atandığı Hamedan ve Kerec savcılıkları sırasında Iraklı savaş esirlerinin helikopterden atılarak öldürülmeleri talimatını verdiği iddia edildi. İran-Irak Savaşı sırasındaki başarıları sebebiyle 1985'te Humeyni'nin dikkatini çekerek Tahran'a atandı. Ancak Reisi asıl şöhretini, savaş sonrası İranlı rejim muhaliflerini yargılamak üzere oluşturulan özel yetkili mahkemeye atanmasıyla kazandı.

Daha çok İran'da Şah'ın devrilmesinde büyük rol oynayan, ancak devrimden sonra Humeyni rejimiyle anlaşamadığı için muhalefetin liderliğini üstlenen Halkın Mücahitleri Örgütü'nün taraftarlarının yargılandığı mahkemelerde binlerce kişi çok kısa bir süre içerisinde idam cezasına çarptırıldı. Humeyni'nin mahkemeye gönderdiği ve sonradan kamuoyuna açıklanan mektupta tüm Halkın Mücahitleri mensuplarının