Birinci Dünya Savaşı öncesinde köyde imamlık yapan Molla Habib, Bediüzzaman tarafından Van'daki Horhor Medresesi'ne yardımcı olarak davet edilir. Daha önce aynı medresede talebelik yapan Molla Habib, bu daveti memnuniyetle kabul eder.
Savaşın ayak seslerinin duyulduğu çalkantılı günlerde, Van'daki Horhor Medresesi'nde Bediüzzaman talebelerine dersler vermektedir. Mantık derslerinde Gelenbevî'nin "el-Burhân" adlı eserini işlemektedir. Bediüzzaman, bu kitabı anlatırken Molla Habib de onun ilk kâtibi olarak açıklamaları kayda geçirir. İşte bu notlar, daha sonra "Ta'likat" adıyla müstakil bir eser hâline gelir.
Peki, ta'likat nedir
Bir eserdeki ifadeler ve görüşler üzerine yapılan tenkit, açıklama, ilâve, çıkarma veya tashih mahiyetindeki notlardır. Bu notlar genellikle sayfa kenarlarına ya da alt kısımlarına eklenir.
Ta'likat türü yazılar ilk olarak Selçuklular döneminde görülmeye başlanmıştır. O dönemde birçok müellif, seleflerinin kaleme aldığı çeşitli ilim dallarına ait ana kaynakları özetleyerek birer el kitabı hâline getirmiştir. Osmanlı Devleti zamanında da bu gelenek devam etmiş ve medreselerde ders kitabı olarak kullanılmıştır.
Bediüzzaman'ın derslerinde ta'likat yazdığı "Burhân" adlı eserin müellifi kimdir
Bu eserin yazarı, 1730 yılında Manisa'nın Kırkağaç ilçesine bağlı Gelenbe kasabasında doğan İsmail Gelenbevî'dir. "Gelenbevî" adıyla tanınmakla birlikte bazı eserlerinde "Şeyhzâde" lakabını da kullanmıştır.
İsmail Gelenbevî, tahsiline doğduğu kasabada başlamış, ardından İstanbul'a giderek Fâtih Medresesi'ne girmiştir. Burada dönemin meşhur müderrislerinden Arapça, naklî ve aklî ilimler üzerine eğitim almıştır. Medrese tahsilini tamamladıktan sonra 1763 yılında ruûs imtihanını kazanarak müderrislik unvanını almıştır.
Gelenbevî; Mühendishane-i Bahri-i Hümâyun ile İstihkâm Mektebi'nde riyaziye (matematik) hocalığı yapmış, ayrıca Mora Yenişehir Mevleviyeti görevinde bulunmuştur. Matematik sahasında bir dâhi olarak kabul edilen Gelenbevî'nin ünü Osmanlı sınırlarını aşmış, Avrupa'ya kadar ulaşmıştır. O, klasik İslam cebrinin Osmanlı dünyasındaki son büyük temsilcilerinden biri olup otuz civarında eser bırakmıştır.
Bediüzzaman'ın Van'da kaleme aldığı ilk eserlerinden biri olan Ta'likat, Barla Lâhikası'nda da şu şekilde anılır: "Risale-i Nur'un tesvidinde çok hizmeti sebkat eden, temiz kalpli, ihlâslı, güzel bir hâfız, müdakkik bir hoca olan Hâfız Halid'in bir fıkrasında Ta'likat'tan bahis geçmektedir: 'İlm-i mantıkta, İbni Sina'nın telifatından geçecek Ta'likat namında harika bir risalesi var. İşkâl-i mantıkıyeyi kıyâs-ı istikraî cihetiyle on bine kadar iblâğ edip, hiçbir âlimin yetişemediği bir derece-i ihata göstermiş...' "