Sado Mazoviç'in esirlik destanı

Tanrı Ol'un yeryüzündeki gölgesi, biricik mutemeti, varisi ve hatta sureti, Mikronezya'nın Ulu Çoban'ı Muktedir Makropiç'in dilini kestirdiği muhaliflerin Pe-Pe-Pe homurtusunu bastırmak için Çin'e ilan ettiği savaşın üzerinden yıllar geçmiş; tabii ki asla saldırı aşamasına geçilmemişti. Çünkü Makropiç, pragmatist bir müstebitti.Savaş ilanı muhalefeti yurtseverlik şemsiyesi altına toplayıp susturmuş, Mikronezya'da milyar Çinliyi gömecek yer bulunamayınca da infazı unutulmuştu. Ancak tüm Mikronlar tarafından değil...Savaş ilanını izleyen günlerde Makropiç'in her sözüne kanan ve hatta şahsına âşık bir grup Mikron yoldaş, düşman doğramak üzere kayıklara atlayıp Çin kıyılarına çıkarma yapmaya kalkmış ama ayakları karaya değemeden derdest edilip esareti tatmışlardı. Muktedir Makropiç, Çin'e yirmi kadar kulunun hesabını soracak kadar küçülmezdi, elbette. Zamanla Çin'e amfibik çıkarma yapan bu kahramanlar da unutulmuştu ki... Savaş ilanıyla yeterince eğlenen Çin, esir aldığı Mikronları salıvermeye karar verdi ve dediğini yaptı. Mikronezya'ya dönen esirler alayı valayla karşılandılar ve her biri, çektiği çileye bin katıp dinleyen yoldaşlarına Kwai Köprüsü versiyonları anlattılar.İşte onlardan biri, rastlantıya bakın ki tam olarak Şeş Taahhüt Kumpanyası'nın ikinci büyük müteahhidi Mikron Mikropiç'in eniştesi, Ulu Çoban sürün dese yer altından ilerleyecek kadar istibdata bağlı Sado Mazoviç'ti.