Eyy Yolcu! Geçmediğin bu yolları beton görme, iyi tanı...

Kaşık kadar Mikronezya adasının biricik yüksekliği, eski adıyla Magnus olup Yol Partisi iktidarında Kel Tepe'ye dönüştürülen minik, pörsük ve sönük bir yanardağ idi. Magnus'luk zamanında papaya, ananas, mango, hindistancevizi yetişen meyve ağaçlarının kapladığı tepe; üzerinden Şeş Taahhüt Kumpanyası'nın yolları geçtiğinden beri adacığın sırtına dikilen beton bir kambur oluşturuyordu. Ulu çoban Muktedir Makropiç, sarayının penceresinden bakarken pek de güzel bulmadığı Kel Tepe'yi hangi amaçla mahvettiğini unutmamak için bu beton kamburun üstüne adanın her yanından görülecek büyüklükte fosforlu harflerle "Eyy Yolcu! Geçmediğin bu yolları beton görme, iyi tanı, düşün altında yatan yolcu garantili ihale paranı!" deyişini yazdırmıştı. Bitter çikolata krizinden beri zamsız gün yüzü görmeyen halkın yoksulluğu, Mikronezya müstebiti Muktedir Makropiç'in umurunda değildi. Ama paydaşlarına dağıttığı ihaleler ve ihale tutarları üzerinden aldığı komisyon, umurundaydı. İktidarının bekası yozdaş Yolcular ile dinci Yollular paydaşlığına dayanıyordu. Ancak başkent Mikronia'nın üzerine kurdurduğu kervan geçmez kuş uçmaz köprüden beri, adanın betonlanmamış bir yeri de kalmamıştı. Şeş Taahhüt Kumpanya'sına verilecek ihale bulmak, giderek zorlaşıyordu. Ulu çoban Makropiç'in dalgın gözlerle Kel Tepe'yi seyrederek "Nereyi satsam, nereyi satsam" diye düşündüğü bir sabah, aklına parlak bir fikir geldi. Beton kamburu tepenin altına tünel açtıracaktı! Gönlü, açacağı ihaleyi elbette ki Şeş Taahhüt Kumpanyası'ndan en kallavi yozdaş ve paydaşı Cenabet Cenginski'ye vermekten yanaydı. Hem en yüksek komisyonu ondan alırdı hem de Cenginski'nin dağıtacağı taşeronluk işleri Şeş'li yozdaşları da beslerdi. Ama proje büyüktü ve işin içine yabancı bir firma girerse "Bakın nasıl da önemli bir ülkeyiz, bize iş yapmak için yanıp tutuşuyorlar!" diye övünebilirdi.