Muktedir mahkeme, müstebit karar

Ezya takımadalarının en büyüğü Makronezya, en küçüğü Mikronezya gibi istibdatla yönetilmesine karşın müstebidinin daha çaplı ve yurtsever oluşuyla öne çıkan, dolayısıyla "istibdat ama devlet" denilen bir yerdi. Örneğin Mikronezya'da suç ve cezayı Muktedir Makropiç dağıtırken Makronezya muktediri Valdemir Potin, adaleti emrinden çıkmayan mahkemeler aracılığıyla sağlardı. Sonuç pek farklı sayılmazdı ama hiç olmazsa devlet varmış görüntüsü verilirdi. İşte o mahkemelerden birinde, son günlerde iki ülkenin gündemini oluşturan, muktedirlerin canını pek sıkan bir dava görülüyordu. Kakao yokluğunda tüm rant geliri pudra şekeri kaçakçılığına indirgenen Mikronezya'nın en baba "pudra baronları"ndan Emet Agarovski, Makronezya'ya tonlarca pudra şekeri sokarken yakalanmış, mecburen yargılanıyordu. Makronezya'da pudra şekeri kaçakçılığının, satımı ve kullanımının cezası idamdı. Valdemir Potin ve Muktedir Makropiç endişeliydiler. Mikronezya müstebidi Makropiç, çok işine yarayan bir pudra baronunu kaybetmekten korkuyordu. Makronezya müstebidi Potin ise bir dediğini iki etmeyen vasalı Makropiç'in pudra şekeri kaçaklığında "babaların babası" olduğu ortaya çıkıp onu da yargılamak zorunda kalmaktan... İki müstebit gizlice buluştular. Potin, "Bir Mikronun yargılandığı davaya doğrudan müdahil olamam" dedi Makropiç'e. "Jüriye rüşvet öner, bana sormadan kabul etmezler, alın derim. Adamına müebbet versinler. Ben de Mikronezya'ya sınır dışı edilmesini sağlarım."Gerçekten de dediği oldu. Makropiç'in aracısı jüri başkanına üyelerle paylaşacağı