Doğru politika, dik omurga

Çoğunluk olmak haklı olmak değildir.Galileo, "Dünya dönüyor!" dediğinde azınlık bile değil, yalnızdı. Çoğunluktan fazlasını, herkesi buldu karşısında.Ama Galileo'nun mumyalanmış işaret parmağı, yanılan çoğunluğa doğru yönü gösterdiği anlaşıldığından bu yana Floransa Bilim Tarihi Akademisi'nde, gökbilim aletlerinin yanında "aziz kalıtı" gibi sergilenir hâlâ...Ne ilginçtir ki Galileo'nun cesedinin salt yıldızları gösteren işaret parmağı alınmamıştır cenazesinden, "kutsal emanet" olarak. Mumyalanmış omurgası, Podova Üniversitesi'ne ait Bo Sarayı'nın hazinesidir.Haydi, işaret parmağını anladık.Ama niçin dâhi beynini taşıyan kafatasını değil de omurgasını sakladılar Galileo'nun, 400 yıldan beriÇoğunluğa karşı yalnız ve cesur, dik durduğu ve engizisyon mahkemesi kırana kadar belini bükmediği için miKuşkusuz.BİLİNÇSİZ ÇOĞUNLUKLARAlmanya'da Hitler yandaşları da devasa bir çoğunluktu. 1933 seçimlerinde Nazi Parti'sini açık arayla iktidara bu çoğunluk taşıdı, zaten. SSCB'de Stalin yandaşları da ezici çoğunluktu. İspanya'da Frankistler de 36 yıl çoğunluğa mıhlandılar. İran'daki molla rejimi artık yavaş yavaş tasfiye olacak, ama 43 yıldır dinci bir çoğunluk vardı arkalarında. Taliban da çoğunluktu, ezildi, yeniden canlandı, yine çoğunluk Afganistan'da.Çoğunlukların seçtiği tüm iktidarlar insanlığa yararlı doğruları mı savunuyor Toplumlarını refaha, özgürlüğe mi taşıdılar, taşıyorlarKULLUK REFLEKSİDemokrasi seçimlerden ibaret olsaydı bütün çoğunlukların insan haklarına, yasa önünde eşitliğe, bireysel özgürlüğe kavuşması; devletlerin de kuvvetler ayrılığı dediğimiz denetlenebilir otoriteye, hukukun üstünlüğüne, bağımsız yargıya göre işlemesi gerekmez miydiOysa seçimle aydınlığa ve uygarlığa kavuşan, mutlu çoğunluklar da var...Nasıl oluyor da demokratik seçim dediğimiz halk iradesi bazen demokrasiye, bazen de faşizme, popülizme geçit veriyor ya da tek adamın iki dudağı arasına sıkışmışlığı kabulleniliyorİDRAK ETMEYEN HELAK OLURDemek ki halk iradesinde bir idrak sorunu var, olabiliyor... Çoğunluk dediğimiz belirleyici toplum kesiti kendi içinde, ortak kültür ve zihinde demokratsa, evet, demokrasi seçimle geliyor. Seçim sandığı, aslında bir aynadan ibaret. Halkın salt iradesini değil, kazanan çoğunluğun insanlık kalitesini ve idrak kapasitesini de yansıtıyor. Emir kulu olmaya alışıksa emirber, yurttaş ise kendisine hesap veren yurttaş temsilci seçiyor. Belli bir düşünce sistematiği içeren faşist bile olamayacak kadar ilkel, cahil ve güdükse; seçimler de demokrasi diye güdüklük ve cehaletin katmerlisini, yanında promosyon olarak arsızlığı ve devamında şımarıklığı taşıyor iktidara. Yani bilinçsizce faşizan bir popülizmi...SEÇE SEÇE... BATIRMAKTürkiye'de 1946'dan bu yana parlamenter temsiliyeti belirleyen 28 genel seçim yapıldı. Bu seçimlerin 13'ü, son yirmi yıllık AKP ve AKPMHP iktidarında gerçekleşti!Peki demokrasi oluşabildi mi ülkemizde Bu soruyu başka bir soruyla yanıtlamak gerekiyor: Türkiye'de gerçek bir demokrasi oluşmuş ve yerleşmiş olsaydı, önce AKP ardından AKPMHP iktidarları bunca kolay yıkabilir miydi hukuk devletini ve devletin temeli demek olan tüm kurumlarıElbette hayır!SANDIKTAKİ AYNADemek ki bizim halkımızın çoğunluğu demokrasi istemedi, çünkü demokrasi nedir bilmiyordu, zaten zihinsel anlamda demokrat da değildi ve Türkiye'deki demokrasi, halkın sandıktaki