Umursamak gerekir

Neredeyiz, ne yapıyoruz ve ne ile uğraşıyoruz Vatandaşımız ne durumda Bugünkü koşullarda 7500.00 TL. ile geçinmek nasıl bir şeydir Bir ailenin zorunlu giderlerini hesaplayan var mı Rakamları vermek istemiyorum. Çünkü elinde kalemi ya da hesap makinesi olan herkes bu hesabı rahatlıkla yapabilir. Durum ortada... Üstat M.Akif 'in sanatlı dizelerinden oluşan bu şiirde anlatılan olay, Hz. Ömer ile Hz. Abbas'ın (r.a) yaşadıkları bir olay olaydır. Günümüz problemlerineyaralarına parmak basan nitelikte olduğu için kısaltarak yazımın içine aldım. Herkesin özellikle de günümüz yöneticilerinin bu ibretli olayı okuyarak başını iki elinin arasına alıp düşünmesi gerekir: Selâmı verdi Ömer, daldı âkıbet içeri, Bu yavrular niçin, ey teyze ağlıyor, söyle Bugün ikinci gün, aç kaldılar... O halde, neden Biraz yemek komuyorsun Yemek mi Çömleği sen, Tirid mi zannediyorsun İçinde sâde su var; Çakıl taşıyla berâber bütün zaman kaynar! Ne çâre! Belki susarlar, dedim. Ayıplamayın. Adam, Emîr'e gidip söylemez mi hâlini Ah! Ne yaptı, teyze, Ömer, böyle inkisâr edecek Ya ben yetîm avuturken, Emîr uyur mu gerek Gelip de bir aramak yok mu Niçin hilâfeti vaktiyle eylemişti kabûl Haklısın, teyze! Avut çocukları, ben şimdicek gider gelirim. Halîfe önde, bitik, suçlu, münfa'il nâdim; Ben arkasında, perîşan, çadırdan ayrıldık. Dönüp dönüp hele geldik zahîre anbarına. Halîfe girdi açıp, ben de girdim emriyle. Şu tek çuval unu gördün ya! Haydi yükle bana; Bu testi yağ doludur, elverir o yük de sana. Çuval Halîfe'de, yağ bende, çıktık anbardan; Ben götüreydim... Verir misin çuvalı Hayır, yorulsa değil, ölse yardım etme sakın: Vebâli kendine âiddir İbni Hattâb'ın. Kadın ne söyledi, Abbâs, işitmedin mi demin Yarın, huzûr-i İlâhî'de, kimseler, Ömer'in Şerîk-i haybeti olmaz, bugünlük olsa bile; Evet, hilâfeti yüklenmeyeydi vaktiyle. Kenâr-ı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu, Gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer'den onu! Ömer! Ömer!