Deprem değil ahlaksızlık öldürür

Binaların dışı insanların aklını başından alır; içi ise insanları yakar! Mum ve pervane (kelebek) hikayesinde olduğu gibi... Kelebek (insan) bilmez ki biraz sonra mumun ateşine çarpıp yanacak! Biz de üçkağıtçılıkla dışı süslü, içi ise ahlaksızlıkla doldurulmuş yapıların süsüne koşup o süslü yapılarda yaşamaya çalışırken bilmeden ateşlerine çarpıp yanıyoruz! Hayatımız kolonlara bağlanmış ve o kolonların içi de ya eksik demir, kalitesiz beton ya da taşla doldurulmuş... Ey ulu kişiler (!) Depremden nemalanmaya çalışıyorsunuz! Depremden sonraki müdahalelerin yetersiz olduğundan, yardımın zamanında yetişmediğinden veryansın ediyorsunuz! Asıl söylenmesi gerekeni söylemiyorsunuz; çünkü buradan size nemaoy çıkmaz... Nasrettin Hoca'nın deyimiyle; "hırsızın hiç mi suçu yok" Her gelen ev sahibine yüklenerek; niye yardımlar zamanında yetişmedi, niye önlem almadınız, niye kapıyı iyice kilitlemediniz, niye organize olmadınız"diye soru yağmuruna tutar. Tamam, bu konuda haksız değiller... Ancak bunlar hep ev sahibine yöneltilen sorulardır. Hırsıza da sorsanıza; niye çaldın diye Ey anne be babalar, dedeler ve nineler! Evladınızı niye yaşamınızla örnek olarak eğitmediniz Ey öğretmenler! Ben de dahil olmak üzere bu öğrencilerinizin test sorusu çözme yönü üzerinde durmuşsunuz da niye rol model olup eğitimiahlakı üzerinde durmamışsınız Ey ulu prof.lar! Yetiştirdiğiniz öğrencilerinizinmühendislerinizin ahlaki yönüne hiç değinmemişsiniz; onlara rol model olup onları eğitmemişsiniz Asıl söylenmesi gerekenleri söyleyelim evirip çevirmeden: Bu binalara ruhsat vermede sebep olanlar: Plan, projesini onaylayan meslek odaları, özellikle inşaat mühendisleri, zemin etütçüleri ve en önemlisi de yapı denetimcileri! Siz değil misiniz ki yoksuldan yana, insan haklarına saygılı ve insanlar bir haksızlığa uğradıklarında yaygara koparıp boy gösterenler, gösteri yapanlar, insanlarımız eziliyor, baskı altında, haksızlık görüyor diyenler! Bir binanın altında ezilenler ezilen değil mi, canı malı heba